Sizin organizasyonunuz, Bay Midnight, Kanada sınırından bu kutulardan bir grup getirdi. | Open Subtitles | منظمتك يا سيد ميدنيت أحضرت بضاعة من هذه العلب عبر الحدود الكندية |
Cesedi bir helikopterle dağdan aşağı indirmeyi ve Kanada sınırından soğutuculu bir kamyonla geçirmeyi başarmışlardı. | Open Subtitles | لقد تدبروا نقل الجثث المتجمدة بالهليكوبتر.. بأسفل الجبل وعير الحدود الكندية بشاحنة تجميد. |
Çünkü bütün uyuşturucular güney taraftaki Kanada sınırından geliyor. | Open Subtitles | لأن كل المخدرات تأتي من الحدود الكندية في الجزء الجنوبي |
Kanada sınırından 45 dakika uzaktalar. | Open Subtitles | إنه على بعد 45 دقيقة تقريباً من الحدود الكندية |
Anlaşma şu: verdiğin bilginin değerine göre seni Kanada sınırından geçirmeyi, düşünebiliriz. | Open Subtitles | ها هو الأتفاق اعتماداً على قيمة المعلومات التي ستعطينا أياها سنفكر في ترحيلك عبر الحدود الكندية |
Dün gece Kanada sınırından geçen bir adam hakkında bir dosya. | Open Subtitles | أي ملف على عبور الرجل... الحدود الكندية ليلة أمس. |
- Seni Kanada sınırından durmadan geçirebilirler. | Open Subtitles | أنت والشحنة عبر الحدود الكندية دون توقف |
Beni Kanada sınırından geçirdikten sonra. | Open Subtitles | إستمع إلي، عندما أصل إلى الحدود "الكندية" أولاً... |
Times Square olayından birkaç hafta önce Farrell, Kanada sınırından silah geçirirken yakalandı. | Open Subtitles | (الآن ، قبل بضعة أسابيع مما حدث بساحة (التايمز تم إلقاء القبض على (فيريل) وهو يقوم بتهريب أسلحة عبر الحدود الكندية |