Yarım yüz felci, geçici körlük, salya akıtma diş etleri kanamaları, ereksiyon problemleri kontrol edilemeyen yellenme. | Open Subtitles | شلل بالوجه ،عمى مؤقت ،سيلان لعاب نزيف فى اللثة ،اختلال وظيفى امتلاء البطن عن آخرها بالغازات |
Bunun yanında bahsetmediği babasının incik kemiği kırığı dedesinin burun kanamaları ve kiraladığı bir kaç DVD'yi iade etmemesi dışında söylediği her şey doğru. | Open Subtitles | باستثناء عدم إخبارنا بكسر قصبة ساق والده و نزيف أنف جده و إعادة بعض الأفلام كل ما أخبرنا به حقيقي |
Çünkü hamileliğin bu döneminde sivilce, diş eti kanamaları ve kabızlık gayet doğal. | Open Subtitles | في هذه المرحلة من الحمل تظهر البثور نزيف اللثة, و الإمساك, فكل هذا طبيعي |
Burun kanamaları, ardından çarpıntı. | Open Subtitles | أذاً ، نزيف في الأنف ، ورعاش بعدجلسةالعلاج. |
Hasta sayısı artıyor: baş ağrıları, burun kanamaları. | Open Subtitles | أكثر الناس مرض الصداع ، نزيف في الأنف |
Uyuşukluk, kurdeşen, cilt sararması anormal yürüyüş, burun kanamaları. | Open Subtitles | النعاس واصفرار الجلد, نزيف في الانف. |
Göz kanamaları ve onun gibi şeyler. | Open Subtitles | نزيف العين، و هذه الأشياء |
Bütün kanamaları durdurdum ama ... | Open Subtitles | ولكن نزيف, من وجدته ما عالجت ... |
Burun kanamaları vardı. | Open Subtitles | كان لديها نزيف أنفي |
Kafatası dışı kanamaları genellikle iyi bir şey değildir, Will. | Open Subtitles | (نزيف الرأس ليس جيد تماماً يا (ويل |