Dadım her zaman, cennete gittiğinde, kırmızı bir iç eteklik istediğini söylerdi kalıp gibi sert ve hışırtılı olmalıymış ki Tanrı, meleklerin kanatlarından yapıldı sanmalıymış. | Open Subtitles | أذكر أن مربيتي كانت تقول، إنها تريد الصعود إلى السماء مرتدية تنورة حمراء متيبسة لدرجة أنها تقف وحدها وتحدث صوتا حقيقياً كصوت أجنحة الملائكة |
Rüzgarın kanatlarından yapılan o ölü şarkıyı duyar." | Open Subtitles | أجنحة الريح نفذت, يسمع الميت في الغناء. " |
Sentetik arı kanatlarından yapıldı. - Ne güzel. | Open Subtitles | مصنوع من تركيب أجنحة النحل |
Her şeyi gözden geçiriyordu, evi kendi inşa etmiş gibi kelebek kanatlarından, Tiffany camından bahsedip duruyordu. | Open Subtitles | كانت هنا تتفرج على كل شيء تتحدث عن اجنحة الفراشات وكأس تيفني |
Kalp krizi geçirmiyorum. Tavuk kanatlarından oldu. | Open Subtitles | انها ليست نوبة قلبية انها اجنحة دجاج |
kanatlarından yayılan gaz saate 965 bin km hızla ölen bir yıldızın kalbinden çıkıyor. | Open Subtitles | أجنحتها مراجل تغلي بالغازات تقذف بسرعة 600,000 ميل بالساعة من النجم الميت في قلبها |
Pek çok kınkanatlı gibi, uğur böcekleri de kanat kapakçıklarını kaldırır ve uçuşları süresince onları arka kanatlarından uzak tutar. | Open Subtitles | (خُنفُسَاءُ أبو العيد), مثل كثير من (الخنافس), ترفع أغطية أجنحتها وتبقيهم مرفوعين لتظهر جناحيها الخلفيينطوالمدةالطيران. |
Bu Angelica'nın kanatlarından bir tüy. Bu ne demek oluyor? | Open Subtitles | هذه من أجنحة (أنجيليكا). |
Besin zehirlenmesi taklidi ister misin? Tavuk kanatlarından zehirlendim derim. | Open Subtitles | هل تريدين الادعاء بــ(التسمم العذائي ) لنطلب اجنحة الدجاج |
kanatlarından ateş çıkıyordu. | Open Subtitles | و تطلق النيران من أجنحتها |
Amitiel'i kanatlarından vazgeçmeye sen zorladın! | Open Subtitles | لقد أجبرت (أماتيل) أن تتخلّى عن أجنحتها |