Şu kapılardan geçip, koridorun aşşağısına gidersen, orada da revir var. | Open Subtitles | وإذا أستمريت بالمشي لتلك الأبواب ستجد قاعة بالأسفل ستأخذ مباشرة للمستشفى |
O kapılardan geçmesini biraz daha zorlaştıracak bir şey yapabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك فعل أي شئ لتصعب عليه عبور تلك الأبواب ؟ |
5 dakika sonra, polis bu kapılardan içeriye sökün edecek. | Open Subtitles | ويل: في غضون 5 دقائق الشرطة ستقوم بتفجير تلك الأبواب |
Yıllar sonra, savaşacak kimse kalmadığında düşman kapılardan elini kolunu sallayarak girdi. | Open Subtitles | وبعد عدة سنوات لم يبق أحد للقتال العدو ببساطة مشى نحو البوابات |
kapılardan korkuyorsun herşeyden korkuyorsun | Open Subtitles | انت تخاف مما خارج الابواب انت تخاف من كل شيء |
Bu kapıların açık kalmasını ve herkesin bu kapılardan geçmesini sağlamak istiyorum. | TED | وأريد أن أضمن بقاء هذه الأبواب مفتوحة وأن باستطاعة أي شخص المرور من خلالها أيضاً. |
Kendimi zavallı bir akraba gibi hissettiğimi söylemeliyim böyle arka kapılardan sıvıştığım için. | Open Subtitles | أشعر بأننى أصبحت غريباً أتسلل من الأبواب الخلفية كالغرباء |
Bu kapılardan biri büyük salona açılıyor olmalı bence. | Open Subtitles | أنا ما زلت أقول ان أحد هذه الأبواب يجب أن يؤدي إلى القاعة الرئيسية |
Belki de onu arka kapılardan birinin arkasına koymalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن تميلها عاليا بمواجهة أحد الأبواب الخلفيه |
* Mavi üniformalılar ezgilerle şahlanarak... * * ...kapılardan geçiyorlar. * | Open Subtitles | التنانين الزرق الذين عبرو بنا عبر الأبواب،عبر الأبواب |
Bu taraftan. Doğruca ana kapılardan içeri girin. | Open Subtitles | من هذه الناحية، بُنىّ ، مباشرة ً إلى الأبواب الضخمة الرئيسية. |
Buradan çıkmanın tek yolu bu kapılardan birini denemek. | Open Subtitles | السبيل الوحيد للخروج من هنا هو محاولة واحدة من هذه الأبواب. |
Gelirse, şu kapılardan gelir. | Open Subtitles | إذا جاء هنا فسيكون من خلال واحد من هذه الأبواب |
Tamam. Sizden şu kapılardan geçerek gümrüklere gitmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, سأطلب منك التوجه لمكتب التأشيرات من هذه الأبواب. |
Bir pozisyon kilidi açıyor. Başka bir pozisyon da bu kapılardan birini açıyor. | Open Subtitles | هناك مكان يفتح قفلا ً ومكان آخر يفتح هذه الأبواب |
Genelde Şubatın ortasında eski kapılardan girer. | Open Subtitles | وانها النسمات عادة من خلال الأبواب حوالي منتصف فبراير شباط. |
Geçit bu kapılardan hiçbirine sığamayacak kadar büyük. | Open Subtitles | البوابة لا تستطيع العبور خلال أي من هذه الأبواب |
kapılardan güvenlice geçmemiz için bu kalıcı işaretleri kullanırız. Dövmeyi taşıyan ve yolcular için. | Open Subtitles | إنه علامة دائمة تسمح بمرور حاماها وركابه من البوابات في أمان |
O kapılardan bir daha geçmen ne anlama geldiği aklının ucundan geçti mi? | Open Subtitles | أيسعكَ تخيّل معنى إجتيازكَ هذه البوابات مُجدداً بعد ما حدث؟ |
Bu kapılardan çıkarken hâlâ yeterince güçlü değilseniz o zaman bu işten vazgeçin ve ananızın dizinin dibine oturun. | Open Subtitles | ان لم تكونوا اقوياء كفاية ففي الوقت الذي تخرجون من تلك الابواب قد تستسلمون وتذهبون الى امهاتكم |
Ama kafama konan ödül yüzünden o kapılardan içeri girmem imkansız. | Open Subtitles | لكن إن كان الثمن هو رأسي, أنا لن أمر خلال تلك البوّابات. |
Elfler için yapılmış minicik kapılardan geçmeye çalışırken dirseklerimde oluşan mavi ve beyaz lekelerden usanmış ve ürkmüş durumdayım. | Open Subtitles | تعبت من الجروح والندبات الزرقاء على ذراعي من محاولة الدخول في ابواب الأقزام الصغيره هذه |
Paranı al, cüzdanına koy... geriye dön, kapılardan geç... ikinci kapı bazen takılabilir... otoparka çık, arabana bin, anahtarı çevir... ve bir daha asla hayatın boyunca benimle konuşmaya kalkma! | Open Subtitles | خذ نقودك، أرجعه إلى محظفتك أو جيبك، استدر واعبر البابين. |
Yanlış hatırlamıyorsam, bir keresinde o kapılardan birini yüzüme kapatmıştın. | Open Subtitles | إن لم تخني الذاكرة، فلقد أغلقت انت باباً منهم مرة في وجهي. |
-Cam kapılardan geçip bekleyin. | Open Subtitles | -اجلسي هناك خلف الباب الزجاجي |