Lauren, kapının dışında bekleyerek kendimi ihmal edilmiş hissettim. | Open Subtitles | علي أن أقول, لورين,أنا واقف هنا خارج الباب وأشعر ببعض الإهانه هنا |
Müşteriyle birlikte panik odasına barikat kuruyoruz ve kapının dışında onun ölmesini isteyen bir sürü adam var. | Open Subtitles | . إننا محتجزون داخل الغرفة المعدات . مع عميل وهناك تقريبا اثني عشر . رجلا خارج الباب |
Aziz, bir şey, halka kapının dışında bu çan gerekiyorsa. | Open Subtitles | عزيز ، إن احتجت لشيء ما أنقر هذا الجرس خارج الباب |
Erzak arabalarını kapının dışında tutuyorlar, şurada. | Open Subtitles | انهم يضعون بضائع المؤون خارج البوابة ، هنا |
Hapishane personeli dışındakiler kapının dışında park eder ve buraya servisle getirilir. | Open Subtitles | الذين لا يعملون بالسجن يركنون خارج البوابة و تنقلهم الحافلة |
kapının dışında ve koridorun altındaki odada korumalar var. | Open Subtitles | هناك حارس خارج الباب وآخر في غرفة أسفل القاعة. |
Tek söylediğim, hemen kapının dışında silahlı bir koruma olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من وجود حارس مسلح خارج الباب |
- Böyle yakalanmak ve köşeye sıkışmak tek ayağım kapının dışında olarak idare edemeyeceğimi anlamamı sağladı. | Open Subtitles | - كنت أقول بأنها كانت تعتصرني جعلتني أدرك بأنني لن استطيع العيش بخطوة واحدة خارج الباب لذا أنا هنا |
kapının dışında durup topuklarını üç kez birbirine vur ve ezberden "aşk gibi yer yoktur, aşk gibi yer yoktur" de. | Open Subtitles | وأقفِ خارج الباب أنقري برجليك ثلاثة مَرات وقولي " لايوجد مكان مِثل الحُب |
Scott, kapının dışında düşman unsurlar var. | Open Subtitles | سكوت هل هناك اي اشخاص خارج الباب الأمن |
Tam kapının dışında, köşe başında. | Open Subtitles | أنه حقاً خارج الباب |
kapının dışında bekle. | Open Subtitles | انتظر خارج الباب |
Bahçıvanların kullandığından. O tam orda duruyordu, kapının dışında, sağda. | Open Subtitles | كانت تقف هناك خارج الباب |
kapının dışında birileri var! | Open Subtitles | هناك شخص ما خارج الباب |
Ön kapının dışında. Güneye doğru 30 adımlık mesafede sarı gül ağacının altında. | Open Subtitles | خارج الباب الأمامي |
- Sadece kapının dışında mı bekliyorsun? | Open Subtitles | انت تنتظر خارج الباب ؟ |
kapının dışında korumalar var. | Open Subtitles | حراس خارج الباب |
Milo kapının dışında. | Open Subtitles | و"مايلو" خارج الباب |
Üniversitedeki standart kabul işlemlerinden sonra çok az sayıda boş kontenjan kalmıştı ve üniversitenin kayıtlar için açılacağı günün gecesinde binlerce insan kapının dışında bir buçuk kilometrelik bir kuyruk oluşturdu, bu kontenjanlardan birine yerleşebilmek için sıradaki ilk kişi olmayı umuyorlardı. | TED | فقد كانت هناك بضعة أماكن متاحة من نظام القبول المعتاد، وفي الليلة قبل أن كان يفترض فتحها للتسجيل، اصطف الآلاف خارج البوابة في صف بطول ميل، آملين أن يكون كل منهم الأول في الصف لأخذ تلك الأماكن |
Son idamda kapının dışında protestoda bulunduğunuzu duydum. | Open Subtitles | -سمعت بأنك تظاهرت خارج البوابة خلال عملية الاعدام الأخيرة |
kapının dışında görüşürüz! | Open Subtitles | ماذا عنى ؟ سوف أراك خارج البوابة |