Bir kadın sesi duyup kapısının önüne çıktığında tepeden camına bir vücut parçası düşmüş, ve kadın kanlar içinde kalmış. | Open Subtitles | عندما سمعت امرأة تحطم الطائرة وذهب إلى باب منزلها , جاء هيئة تحلق من خلال النافذة, تغطي لها في الدم. |
Eğer banyo kapısının altındaki ışık yanıyor olsaydı bunun farkına varmayacaktım. | Open Subtitles | و لم ألاحظ إذا كان هناك ضوء .من تحت باب الحمام |
Ben sadece karımın kapısının önünde, ne aradığınızı bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط فضولي لمعرفة ما تفعله بالضبط عند باب زوجتي |
Ama babamın ruhu saray kapısının ardında hala huzursuzca dolaşıyor. | Open Subtitles | لكن روح أبي ما زالت تتجول بقلق خارج بوابة القصر |
Nişan yüzüğüyle beraber kapısının önünde duruyordu. | Open Subtitles | وهو يقف هناك في الجبهة من بابها مع خاتم الخطوبة. |
Bir gece öylesine sızmıştı ki, ahır kapısının kilitli olmadığını ve kelepçelerimin açık olduğunu fark ettim, böylece kaçabildim. | Open Subtitles | في احدى الليالي كان مغميا عليه من الشرب و عندها ادركت ان باب الحظيرة مفتوح و اصفادي كانت محلولة |
-Sonra da 123 numaralı oda kapısının kırılmasına yardım ettim. | Open Subtitles | ثم ساعدتك انا فى كسر باب الغرفة 123 بعد ذلك. |
Lavabo kapısının arkasında asılı duran monttan başka odada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شي بالغرفة سوى معطفه ساتولى امره معلق خلف باب الحمام |
Mesela, bir gece lambasının nasıl çalıştığını ya da bir asansör kapısının nasıl açık kaldığını ya da iPod'un dokunmaya nasıl cevap verdiğini anlıyorlar. | TED | على سبيل المثال، كيف تشتغل الأضواء الليلية، أو كيف يبقى باب المصعد مفتوحا، أو كيف يتجاوب الآيبود مع اللمس. |
Her kahrolası gün o çığlık atarken ofis kapısının arkasına saklandım ve ağladım. | TED | كل يومٍ، اختبأ خلف باب المكتب وانفجر بالبكاء أثناء صراخه. |
Telefon çalınca yatak odasının kapısının altından ışığın yandığını göreceksin. | Open Subtitles | حين يرن الهاتف . سترى النور يضاء من تحت باب غرفة النوم |
Mutfak kapısının orada musluk var. Diğer ihtiyaçlarınız için yolu takip edin. | Open Subtitles | يمكنكم الاغتسال بالقرب من باب المطبخ و اكملوا الطريق من أجل الأشياء الأخرى |
- Şöyle bir ortalığı eşeledim ve işte hayatım, kilerin kapısının gizemi çözülmek üzere. | Open Subtitles | ـ ما هي؟ ـ جمعت بعض الأدوات؛ حسنا حبيبتي؛ الآن سنحاول حل غموض باب القبو |
Bir giriş kapısının fiyatı nasıl 500,000$ olur? | Open Subtitles | كيف يمكن لل باب المدخل يكلف 500،000 دولار ؟ |
Tabelâmın düzeltilip mutfak kapısının üzerine konulmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تُصلح اللافتة وضعها على الحائط عند باب المطبخ |
Akıl hastaları koğuşunda, giriş kapısının içine ve dışına birer adam. | Open Subtitles | في الجناح المزعج رجل في الداخل قرب باب الدخول ورجل في الخارج |
Çalışma odasının kapısının açık olduğunu farz edelim. | Open Subtitles | والآن دعونا نفترض ان باب المكتب كان مفتوحا |
Çit kapısının önünde dizlerine kadar batmış ve kaçmayan yaşlı bir adam gördüm. | TED | رأيت رجلاً كبيراً في السن يقف أمام بوابة منزله رافضاً الحراك حيث وصل مستوى الماء إلى ركبتيه |
Saatler sonra kapısının önünde sorular soran bir yabancı buluyorum. | Open Subtitles | بعد ساعات وأنا اجد غامض غريب عند عتبة بابها يسأل أسئلة من أنت؟ |
Doone kapısının ordaki ölü ağacı gözetle. | Open Subtitles | يجب أن تراقب باستمرار الشجرة الميتة التي تقع عند مدخل القرية |
Arabanın kapısının başa çarpması aynı hızda ve aynı kuvvete birbirini takip etmiş. | Open Subtitles | أرجحة واحدة لباب سيارة تتبعها أخرى فوراً بنفس كمية القوة والتسارع |
Nazikçe söyle, devamlı kapısının eşiğinde beklemekten daha önemli işerim var. | Open Subtitles | فاخبريه لطفا أن لدي أمورا أهم من أتردد على عتبات بابه |
Scully, o adamları evrenin kapısının kilidini açmaları için uzaya gönderdik. | Open Subtitles | سكالي .. نحن نرسل هؤلاء الناس الى الفضاء لفتح أبواب اكتشاف الفضاء |