Komşusu beni aradı, yukarı gelip bir kaç kere kapıyı tıklattım hemencecik sakinleştiler. | Open Subtitles | ،إتصلوا بي الجيران, أتيت طرقت الباب بضعة مرات |
kapıyı tıklattım, açıp içeri girdim ve Morgan Fairchild gördüğüm en küçük iç çamaşırını giyiyordu. | Open Subtitles | طرقت الباب, فتحته ودخلت و (مورجان فيرشايلد) ترتدي أصغر قطعة من الملابس الداخلية. |
Molly'yi camda görünce kapıyı tıklattım. | Open Subtitles | رأيت (مولى) عبر النافذة لقد طرقت الباب |
kapıyı tıklattım ve pencereden seni gördüm. | Open Subtitles | لقد طرقت ، وبعدها رأيتك من خلال الشباك وظننت انك لمحتني |
kapıyı tıklattım, bana defolup gitmemi söyledi. Bende dediğini yaptım. | Open Subtitles | لقد طرقت عليها فصرخت بي للذهاب فذهبت |
- kapıyı tıklattım. | Open Subtitles | ـ حسنا ، لقد طرقت |