Ama bu kapalı kapılar arkasında olmaz. | TED | ولكن هذا لا يمكن أن يحدث خلف الأبواب المغلقة. |
Tüm batılı arkadaşlarım, kız arkadaşlarıyla... kapalı kapılar arkasında hayatın tadını çıkarıyorlar. | Open Subtitles | كل أصدقائى الغربيون مع صديقاتهم يستمتعون بالحياة خلف الأبواب المغلقة |
Çoğunlukla özel odasında, kapalı kapılar arkasında. | Open Subtitles | غالباً في مكتبه الخاص خلف الأبواب المغلقة |
kapalı kapılar arkasında yapıldığına inandığınız şeyleri görmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أود منك أن ترى ماذا تفعل ثقتك خلف الأبواب المغلقة. |
Bauer onu kapalı kapılar arkasında sıkıştırıp konuşturmuş. | Open Subtitles | باور) توصل إليه خلف الأبواب المغلقة) وحمله على التحدث |