ويكيبيديا

    "kapasitesini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قدرة
        
    • إمكانياتها
        
    Bir psikoloji araştırmacısı oldum ve çalışmalarımı insanların diğerlerini önemseme kapasitesini anlamaya adadım. TED لقد أصبحت باحثة علم النفس، وكرَست عملي لفهم قدرة الإنسان على الإهتمام بالآخرين.
    Çünkü yaşam için daha fazla fırsatlar yaratmak için bu gezegenin kapasitesini arttırmamız gerekiyor. TED لأنه يجب علينا أن ننمى من قدرة هذا الكوكب لإيجاد فرص أكثر وأكثر للحياة.
    On iki saat sonra karbonmonoksit seviyesi dengelenerek kanın oksijen taşıma kapasitesini artırır. TED بعد 12 ساعة، يستقر مستوى أول أكسيد الكربون في الجسم، مما يُزيد من قدرة الدم على حمل الأكسجين.
    İnsanlar etkilenmişti, yakında beynin kapasitesini geçeceklerini düşündüler. TED و قد بهر الناس حقا، كانوا يعتقدون أنهم سوف يتجاوزون قريبا قدرة الدماغ.
    Yani pratikte diyorum bir insan, evli bir insan olarak tam kapasitesini karşılayan hayatı sürmediğinden endişeli bir kadınım. Open Subtitles ما أقوله هو عملياً، بكوني شخص متزوج امرأة قلقة بأنها لا تعيش إمكانياتها الكاملة
    Bunu düşünmenin bir yolu, aslında mekanizmanın proses etme kapasitesini bunu değiştirerek yeniden düzenleyebilirsiniz. TED وهناك طريقة للتفكير في هذا هو أنه يمكنك في الواقع إعادة صقل قدرة المعالجة الآلية عن طريق تغييرها.
    Elektrometre'nin kapasitesini değiştirebilecek bir şeyler geliyor mu aklına? Open Subtitles هل تعتقد يمكن أن يحدث أي شيء لتغيير قدرة الكهربية؟
    Halkın bağışlama kapasitesini biraz fazla tahmin ediyor olabilirsin. Open Subtitles ربما تكوني قد بالغت في تقدير قدرة الشعب على التسامح لا
    Sıçrama kapasitesini üç katına çıkarmak besin ve yakıtımız bitmeden önce yaşanabilir bir gezegen bulma şansımızı da üç katına çıkarır. Open Subtitles مُضاعفة قدرة العبور ثلاث مرات سيُساعدنا على إيجاد كوكب صالح قبل أن ينفذ منا الوقود والطعام
    Tıpkı yarış sürücülerinin olabildiğince hızlı gitmek için lastik ve yol arasındaki sürtünmeyi, arabanın tüm kapasitesini kullanmaları gibi, bu yetenekleri kazaların engellenmesi için kullanmak istiyoruz. TED مثلما هو الحال مع قائدي سيارات السباق الذين بإستطاعتهم إستخدام كل الإحتكاكات ما بين الإطارات والطريق، و كل قدرة السيارة للإنطلاق بأسرع سرعة ممكنه، فنحن نريد أن نستخدم كل تلك القدرات لتجنّب أيّ حادث.
    Ortadaki grafik ana kabloların kapasitesini temsil ediyor - köprüyü ayakta tutan şey bu - ana kabloların kapasitesi. TED المخطط الدائري في الوسط يمثل قدرة الكابلات الرئيسية - هذا ما يحمل الجسر لأعلى - قدرة الكابلات الرئيسية.
    İkinci anlayışım da şu; Turing testi şiire uyarladığımızda, aslında bilgisayarların kapasitesini ölçmüyoruz, çünkü şiir üretme algoritmaları oldukça basit ve 1950’den beri hemen hemen mevcut durumdalar. TED وتصوري الثاني كان، عندما جربنا اختبار تورنج للشعر، أننا لم نكن نختبر قدرة الحواسيب لأن خوارزميات إعادة صياغة الشعر، بسيطة جدًا وموجودة تقريبًا منذ الخمسينات.
    küresel gıda ve tarımda, dalgalı talebin, tarım sisteminin gıda üretimine dair yapısal kapasitesini aştığı nokta olan bir taşma noktamız olabileceği. TED سيكون لدينا نقطة تحول في الغذاء والزراعة العالمية عندما يتجاوز الطلب على الغذاء قدرة أنظمة الزراعة على إنتاج وتوفير الغذاء اللازم.
    İnsan gözünün kalıp tanıma kapasitesini kullanmak istiyoruz; şu anki algoritmamızın kaçırdığı zayıf, karmaşık sinyalleri bulmak için. TED نريد أن نستخدم قدرة عين البشر في قراءة الأنماط للإشارات لإيجاد الإشارات الخافتة أو المعقدة والتي لا تستطيع كشفها خوارزمياتنا الحالية.
    Bu tesisin kapasitesini artırmaya ihtiyacınız var. Maliyetlerini karşılarsanız, %100 kâr elde edersiniz. Open Subtitles حسنًا سوف تحتاج إلى زيادة قدرة محطتك غطّي التكاليف وستحصل على 100% من الأرباح
    Ama Brickwell'in saklanmasına rağmen sizin onu bulmanız bu grubun kapasitesini gösteriyor. Open Subtitles لكن حقيقة أنك كانوا قادرين على تحديد موقع السيد Brickwell على الرغم من أن أنه قد ذهب إلى الأرض يدل قدرة مجموعتك.
    Akciğer kapasitesini azaltacağını söylüyorlar. Open Subtitles يقولون أنه سوف يٌقلل من قدرة رئته
    Son birkaç milenyumda çeşitli teknolojiler keşfettik: Alfabeden perşömene, yazılı eserlere, baskıya, fotoğrafa, bilgisayara ve akıllı telefonlara kadar. Bu teknolojiler hafızamızı haricileştirmeyi ve en nihayetinde bu temel insan kapasitesini dışarıdan almayı adım adım kolaylaştırdılar. TED خلال آلاف السنين القريبة الماضية قمنا بإختراع سلسلة من التكنولوجيا من الأبجدية إلى التمرير إلى مجموعة المخطوطات والصحافة المطبوعة والتصوير الفوتوغرافي والكمبيوتر والهواتف الذكية والتي جعلته من السهل جداً علينا وضع ذاكرتنا في الخارج والإستعانة بمصادر خارجية قدرة الإنسان الأساسية هذه
    Birkaç örnek: Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi'nden bir çalışma uzun süreli bunama rahatsızlığı çeken yakınlarına bakan insanların telomer düzen kapasitesini inceledi ve iki ay günde 12 dakika boyunca bir tür meditasyon yaptıklarında telomerlerde iyileşme olduğu görüldü. TED بعض الأمثلة: دراسة من جامعة كاليفورنيا في لوس أنجلوس عن الناس الذين يرعون أحد الأقارب الذي يعاني من الخرف، على المدى الطويل، ونظرت إلى قدرة صيانة تيلوميرات الرعاية الخاصة بهم ووجدت أنها تحسنت، بممارستهم أحد أشكال التأمل ما يقارب 12 دقيقة يوميا لمدة شهرين.
    Yani pratikte diyorum bir insan, evli bir insan olarak tam kapasitesini karşılayan hayatı sürmediğinden endişeli bir kadınım. Open Subtitles ما أقوله هو عملياً، بكوني شخص متزوج امرأة قلقة بأنها لا تعيش إمكانياتها الكاملة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد