Bunca yıldır sana da ihtiyaçları vardı ama yokluğunu kapatan bendim. | Open Subtitles | أعني، لقد احتاجا إليكِ كل تلك السنوات وكنت أنا من يغطي هذا |
Modanın, çiftler etrafında sıkı fıkı olduğunda gözlerini kapatan köpeklerin olduğu filmlerin esiriyim. | Open Subtitles | والأزيـاء، والأفلام التي يغطي فيها الكلاب أعينهم عندما يصبح الأزواج حميمين |
İzlerini kapatan her kimse oraya bakmayı unutmuş olmalı. | Open Subtitles | ايا كان من يغطي مساراته فقد نسي ان يبحث هناك |
O asansörü kapatan bir ton kaya olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن طناً من الحجارة يسد المنجم هناك |
Bir dakika, havalandırmanın önünü kapatan bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يسد فتحة التهوية |
Yerde ateş, havada ise yıldızları kapatan bir duman görüyorum. | Open Subtitles | أرى ناراً بالأرض دخاناً بالسماء دخاناً يحجب النجوم |
Mesajlaşsaydık bile yüzünü kapatan küçük maymun emojisi kullanmazdık. | Open Subtitles | وإذا كنا نفعل ، لم نكن لنستخدم رسومات القرد الصغير حيث يغطي عينيه |
Çok dikkatli, titiz ve izlerini kapatan bir seri katil. | Open Subtitles | قاتل سريع حريص و دقيق و يغطي أثاره |
Tasmayı kapatan bir tek bu vardı. | Open Subtitles | انه الشئ الوجيد الذي يغطي الطوق |
Şehirdeki olayların üzerini kapatan ekip ne kadar büyük? | Open Subtitles | إذن ما حجم فريقكم الذي يغطي نيويورك؟ |
dedi. Patikadan aşağı inerken yolu kapatan asma yapraklarını kenara ittik ve yaklaşık 1 saat yürüyüşten sonra, yolun devamının son yağmurlarla su altında kaldığını gördük Bu yüzden göğsüme kadar suya batarken fotoğraf makinemi başımın üzerinde tuttum. | TED | اذهبوا." وعندما نزلنا إلى الطريق، قمنا بوضع النبات المعترش جانباً الذي يسد الطريق، و بعد حوالي ساعة من المشي، وجدت أن الطريق أصبح مغموراً بمياه الأمطار التي هطلت مؤخراً، لذلك قمت برفع آلة التصوير فوق رأسي حيث نزلنا إلى تلك المياه حتى وصلَت إلى صدري. |
Sokağı kapatan? | Open Subtitles | يسد الطريق |
Merceği kapatan parmağın olabilir mi? | Open Subtitles | هل إصبعك يحجب العلوية ؟ |