Pencereye yürüdüm, içeri baktım. kapkaranlık. | Open Subtitles | فاقتربت من النافذة ونظرت إلى الداخل وكان المكان مظلماً جداً |
Perdeleri kapatınca kapkaranlık oluyor. | Open Subtitles | فقد كان المكان مظلماً جدّاً والستائر مسدلة |
Gözlerimin arkası kapkaranlık. | Open Subtitles | ويوجد ظلام خلف عينيّ. لا يمكنني أن أرى هناك. |
kapkaranlık! kapkaranlık! | Open Subtitles | كله ظلام , كله ظلام |
Eddie için hep kapkaranlık olmak zorundaydı. | Open Subtitles | مع "إدي" الوضع دائما ما كان حالك السواد |
İçerisi kapkaranlık. | Open Subtitles | الوضع حالك السواد في الداخل. |
Henry üç yıl zifiri karanlıkta yaşadı. kapkaranlık bir delikte. | Open Subtitles | هنرى قضى ثلاثة سنوات فى الظلام الدامس فى حفرة سوداء |
Senin orası kapkaranlık. Neredesin ki? | Open Subtitles | المكان عندكِ مظلماً حقاً أين أنتِ؟ |
Bina kapkaranlık olacak. | Open Subtitles | سيكون المبنى مظلماً! |
Brook Bölgesi kapkaranlık. | Open Subtitles | لكن المُقاطعة بأسرها في ظلام. |
- Karanlık. - kapkaranlık. | Open Subtitles | ظلام كله ظلام |
kapkaranlık bir ortamda rakibinin nerede olduğunu bilmeni sağlamak için yapıyorum bunu. | Open Subtitles | أنا أفعل ذلك لاختبار وعيك فى تحديد الموقع أثناء القتال فى الظلام الدامس |