Fakat ketçap ve un karışımından ev yapımı pirinç cilası yapabilirsin. | Open Subtitles | لكنّكِ يمكن أن تصنعي تلميع نحاس محلي من خليط الصلصة والطحين |
Böbrekler su ve vücut artıkları karışımından idrar üretir, istenmeyen sıvıyı üreter denen iki kaslı tübe gönderir. | TED | تصنعُ الكليتان البول من خليط من الماء ومخلفات الجسم، يضخُ السائل غير المرغوب فيه إلى أنبوبين عضليين يسميا الحالبان. |
Newton Güneş ışığının -veya beyaz ışığın- gökkuşağındaki tüm renklerin karışımından meydana geldiğini keşfetti. | Open Subtitles | إكتشف نيوتن بأن بعض الضوء أو الضوء الأبيض هو خليط من كل ألوان قوس قزح إكتشاف هام هو خليط من كل ألوان قوس قزح |
Manto tabakası kimyasal olarak birçok elementin karışımından... | Open Subtitles | لماذا تقوم بهذا؟ الحجاب خليط كيميائي من عدة عناصر مختلفة |
Katkıda bulunan herkesin burada listelendiğini görüyorsunuz ve bu, insanların gerçek isimleri ile sistemdeki isimlerinin garip bir karışımından oluşuyor. | TED | سترون أنه قد تم ذكر جميع من ساهموا بالأسفل، وهو مزيج غريب من أسماء الناس الحقيقية وأسماء تسجيل الدخول لهم. |
İki farklı şarabın karışımından şahane bir tat çıkabilir. | Open Subtitles | خليط نوعي خمر قد ينتج عنه نكهة جديدة رائعة |
Ama bence henüz ikinci günümde kek karışımından nasıl para kazanmayı öğrendiğimi söylersem çok memnun kalacaksın. | Open Subtitles | عندما أقول لك إن هذا يوم الثاني و أنا بالفعل تعلمت كيف أجني المال من صفقات خليط الكيك. |
Hepimizin içinde bulunduğu acı ve tatlının karışımından oluşan kozmik bir çorba değil midir hayat? | Open Subtitles | أليس كذلك؟ المر و الحلو مختلطان سوية في خليط كوني كلنا وافقنا عليه |
Kullanışlı pipetimi alıyorum kan karışımından bir miktar alıyorum ve aljinatın üzerine damla damla bırakıyorum. | Open Subtitles | أأخذ ماصتى العملية استخرج بعضاً من خليط الدم وأسقطه فى الالجينات قطرة واحدة فى وقت واحد |
Newton Güneş ışığının -veya beyaz ışığın- gökkuşağındaki tüm renklerin karışımından meydana geldiğini keşfetti. | Open Subtitles | اكتشف نيوتن أن بعض الضوء، أو الضوء الأبيض بالتحديد هو خليط من جميع ألوان قوس القزح |
Son zamanlarda, bu savaş için bedenini temizlediğine inandığı çamaşır suyu, amonyak ve lavobo açıcı karışımından oluşan temizlik malzemelerini içiyor. | Open Subtitles | مؤخرًا، يعتقِد أنه يُطهّر جسَده للصراع القادم، قام بشُرب خليط من المُنظفات المنزليّة |
Bundan dolayı 436'nın etrafındaki bu gezegen su ve kaya karışımından oluşmuştur. | Open Subtitles | وبالتالي فإن هذا الكوكب "الذي يدور حول "جليز 436 يتكون من خليط من الصخر والماء |
Bu sizin için ne ifade eder, bilmiyorum, ama tırnak yataklarında kalsiyum karbonat, titanyum oksit ve boya maddeleri karışımından buldum. | Open Subtitles | أجهل ما سيعنيه هذا لكم لكنّي وجدت خليط من "أكسيد التيتانيوم" و"كاربونات الكالسيوم" وقاع إظفره محشو بالأصباغ |
Mavi Grotto'nun duvarları sıva ve polistiren karışımından yapılmıştı. | Open Subtitles | جدران (بلو جروتو) كانت مصنوعة من خليط من الجبس و ال(ستايروفوم) |
Bu satranç takımı Milan'dan. Fildişi ve inci karışımından yapılmış. | Open Subtitles | طاولة الشطرنج هذه من (ميلان)، إنها مصنوعة من خليط العاج واللؤلؤ. |
Kurabiye karışımından. | Open Subtitles | من خليط الكعك |
Stigmeister'ın üniversite karışımından biraz daha almaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ما رأيك فى المزيد من مزيج عائلة ستيفلر الخاص؟ |
Kalkanın adamantiyum ve vibranyum parçalarının karışımından yapıldı. | Open Subtitles | هذا الدرع مزيج من الأدمانتيوم وأجزاء من الفابرينيوم. |
Hepimiz gibi o da bu üçünün karışımından oluşuyor. | Open Subtitles | خبرات الحياة مثلنا جميعا، هو مزيج معقد من الثلاثة |