Dürüst olmak gerekirse, bu onun karısı değil. | Open Subtitles | لنكُنْ صريحين , هذه ليست زوجته |
Eski karısı değil, hala karısı. | Open Subtitles | إنّها ليست زوجته السابقة إنّها زوجته |
Onun karısı değil o. -Gerçekten mi? | Open Subtitles | غبي , انها ليست زوجته |
Ama sen Mozart değilsin ve o kaltak Cynthia da kimsenin karısı değil, hayatım. | Open Subtitles | عدا إنك لست موتسارت وتلك العاهرة سينثيا ليست زوجة أحدهم ، يا عزيزي |
O söylediğin, bu satıcının karısı değil. | Open Subtitles | كلا , ليست زوجة ذلك البائع |
Maddi bir sebebi olamaz. Adamın karısı değil, sevgilisiymiş. | Open Subtitles | ليس لديها دوافع مادية إنها صديقته وليست زوجته |
Haklısın. Bu onun karısı değil. | Open Subtitles | أنت محقة ، وتلك ليست زوجته |
Ama kesinlikle karısı değil. | Open Subtitles | لكنها بالتأكيد ليست زوجته |
Kim bu kız? karısı değil. Burada bir bağlantı var. | Open Subtitles | ليست زوجته هناك رابط مرفق هنا |
Yanındaki de karısı değil. | Open Subtitles | وهذه ليست زوجته. |
İtiraz ediyorum. O karısı değil. Evlilikleri feshedildi. | Open Subtitles | -إنها ليست زوجته, تم فسخ عقد الزواج |
O karısı değil. Evlilikleri feshedildi. | Open Subtitles | -إنها ليست زوجته, تم فسخ عقد الزواج |
Nathan, alacak hesaplarında, ilk karısı değil, ikinci karısı Anma Günü için kek yapan. | Open Subtitles | زوجة (نيثان) في قسم الحسابات ليست زوجته الاولى، زوجته الثانية التي صنعت الكعك ليوم الذكرى |
Georgette onun karısı değil, metresi. | Open Subtitles | جورجيت) ليست زوجته) إنها فتاتهُ الجنسية في العمل |
O söylediğin, bu satıcının karısı değil. | Open Subtitles | كلا , ليست زوجة ذلك البائع |
O, Joe'nun karısı değil! | Open Subtitles | هذه ليست زوجة (جو)! |
Öyleyse Portia, Brutus'un bir odalığı demektir, karısı değil. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك، فـ(بورشيا) ما هي إلا خليلة (بروتس) وليست زوجته |