Bu arada, karısını öldürmek için nedeni var. | Open Subtitles | لقد فعلها و في الوقت نفسه ، يكون الدافع وراء قتل زوجته. |
Tobey, Michael Boland'ı karısını öldürmek suçuyla tutukladık. | Open Subtitles | " توبي " لقد أعتقلنا " مايكل بولاند " " على قتل زوجته " باتريس |
karısını öldürmek zorunda mıydın, Ray? | Open Subtitles | أكان يجب عليك قتل زوجته ؟ |
Apothecary'i karısını öldürmek için onun kiraladığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقولين أن الزوج قام بتوظيف الصيدلي لقتل زوجته ؟ |
Ve böylece Bay Gildea'nin karısını öldürmek için, gerekli donanımı, sebebi ve fırsatı olduğu sonucuna vardım. | Open Subtitles | وبهذا قمت بإستنتاج ان السيد (جيلداي) لديه الوسيلة الدافع والفرصة لقتل زوجته |
karısını öldürmek istedi. | Open Subtitles | اراد قتل زوجته |
Bu teorideki tek eksik Alfaro'nun karısını öldürmek için bir sebebinin olmaması. | Open Subtitles | عيب هذه النظرية هو أنّه ليس لدى (ألفارو) دافع لقتل زوجته |
O zaman Judson karısını öldürmek için kiralık katil tutuyor. | Open Subtitles | إذاً " جادسون " وظف مأجوراً لقتل زوجته |
Rick bir şüpheliydi çünkü karısını öldürmek için iki sebebi vardı... | Open Subtitles | كان (ريك) مشتبهاً به لأنه كان لديه دافعين لقتل زوجته... |