Yalnızca bana Karşı koymayı kesersen senin için bunu kolaylaştırabilirim. | Open Subtitles | لو فقط تتوقف عن مقاومتي فسأجعل من هذا سهل جداً عليك |
Karşı koymayı bırak! | Open Subtitles | توقفي عن مقاومتي |
Wes'in dairesinde biri var! Karşı koymayı bırak! Caleb annemi öldürdü! | Open Subtitles | هناك شخص بشقة (ويس) توقفي عن مقاومتي (كايلب) قتل أمي (هلينا هابستل) قام بقتلها |
Yani, Karşı koymayı bırakabilirim. | Open Subtitles | أعني , فقط يجب عليَ أن أتوقف عن مقاومتك |
- Yani, Karşı koymayı bırakabilirim. | Open Subtitles | أعني بأمكاني التوقف عن مقاومتك |
Ne hissettiğimi ve senin de hissettiğini biliyorum, yani Karşı koymayı bırak. | Open Subtitles | أدرك بما أشعر، وتبادلني تلكَ المشاعر، لذا كفّ عن المقاومة. |
Karşı koymayı bırakırsam, bu da bir hikâye olmayı bırakır. | Open Subtitles | إذا توقفت عن المقاومة ستتوقف عن كونها قصة |
Şunu bil, aşkım. Asla Karşı koymayı bırakmayacağım. | Open Subtitles | ضعي في حسبانك يا حبيبتي، لن أكفّ عن المقاومة. |
Büyük ihtimalle Karşı koymayı bırakana kadar. | Open Subtitles | على الأرجح حتى توقف عن المقاومة |
Bana Karşı koymayı bırak Stefan. Orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | -توقّف عن المقاومة يا (ستيفان)، أعلم أنّكَ بالداخل |