O öfkenin köklerini anlamanın, onlara karşılık olarak öfkelenmekten çok daha üretici bir şey olduğuna inanıyorum. | TED | وأعتقد أن فهم جذور هذا الغضب هو أمر مُجزٍ أكثر بكثير من مجرد أن نكون غاضبين عليهم في المقابل. |
Size, karşılık olarak kombine bilet verebilirim. | Open Subtitles | في المقابل يمكنني أن أعطيك تذاكر الموسم كله.. ؟ |
karşılık olarak sana bir şey için söz verdim ve hala yerine getirmedim. | Open Subtitles | لقد وعدتك بشيءٍ في المقابل و لم أوفي به بعد |
karşılık olarak, rahibeler de çocuğun onları sevmesini bekledi. | Open Subtitles | و بالمقابل فقد توقعت الأخوات أن يحبهن هو |
Boynunuza geçirilmiş her zincir ve sırtınıza vurulan her kırbaç için karşılık olarak Romalı kanı dökün! | Open Subtitles | من أجل كل سلسلة على العنق وسوط على الظهر لنأخذ الدم الروماني كثمن لهذا |
Kızınıza karşılık olarak aynı şeyi bir kez de benim için yapacaksınız. | Open Subtitles | لكن مقابل ابنتك عليك القيام بشيء واحد فقط والذي هو ؟ |
karşılık olarak Rutherford, başını sallayıp yürümeye devam edebilirdi, ama yapmadı. | Open Subtitles | رداً على ذلك كان يمكن أن يومئ رذرفورد برأسه ببساطة و يمضي و لكنه لم يفعل |
Fakat karşılık olarak ne aldım? Vücudumda morluklar. | Open Subtitles | لكما مقدرتكما أنتم الاثنان، ولكني أحصل على ماذا في المقابل |
Harika oldu bu! Ama karşılık olarak, benim için birkaç şey yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | لكن في المقابل ، أود أن تفعل بضعة أشياء من أجلي |
Buna karşılık olarak cezalandırma yapacağız. | Open Subtitles | في المقابل لا بد أن يكون هناك نوعـا ما من العقاب |
karşılık olarak tek istediğim Kutsal Ruh'tan birkaç damla. | Open Subtitles | الآن ، كل ما أريده في المقابل هو فقط كما تعلمون ، فقط بضع قطرات من الروح القدس |
Demek istediğim, seyircilere her zaman istediklerini vermişimdir onlar da buna karşılık olarak beni gülünç derecede pis bir zengin yaptılar. | Open Subtitles | لطالما حاولت ان اُعطي الجمهور ما يُريده و في المقابل جعلوني غنيٌّ عفن |
Çok meşgul olduğum için karşılık olarak bir şeyler alamayacağım. | Open Subtitles | سأكون مشغولة للغاية في العمل حتى اتسوق لأي شيء في المقابل |
karşılık olarak nükleer ve kömür kapasitesinin net eklentileri ve bunların arkasında istekler giderek azalıyor, çünkü çok masraflılar ve finansal riskleri çok yüksek. | TED | في المقابل, صافي الزيادة في الطاقة الإنتاجية للفحم والطاقة النووية و الطلبات التجارية لها مستمرة في الانخفاض .لأنها مكلفة جداً و فيها مخاطر مالية كثيرة جداً |
karşılık olarak ben de bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أطرح سؤالاً في المقابل ؟ |
Çok fazla şey veriyorsun ve karşılık olarak çok bir şey alamıyorsun. | Open Subtitles | تعطي , ولا تحصل على الكثير في المقابل |
Ve karşılık olarak, bir şey istemedi. | Open Subtitles | ولم يحصل على أي شيء في المقابل |
Ama karşılık olarak bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكن سأحتاج منك شيئا في المقابل |
karşılık olarak da herhangi bir suçlamada bulunmayacağım. | Open Subtitles | و بالمقابل لن أتهمها بشئ |
Boynunuza geçirilmiş her zincir ve sırtınıza vurulan her kırbaç için karşılık olarak Romalı kanı dökün! | Open Subtitles | من أجل كل سلسلة على العنق وسوط على الظهر لنأخذ الدم الروماني كثمن لهذا |
Kızınıza karşılık olarak aynı şeyi bir kez de benim için yapacaksınız. | Open Subtitles | لكن مقابل ابنتك عليك القيام بشيء واحد فقط والذي هو ؟ |
Bu uyarı atışının sadece nükleer bir aygıtın infilakına karşılık olarak yapılacağını sanıyorduk. | Open Subtitles | ...كنا نعتقد أن هذه الضربة التحذيرية ستتم فقط رداً على تفجير قنبلة نووية |