Bazen yeni günü doğuda karşılıyor diğerlerine ise batıdan "iyi geceler" diyor. | Open Subtitles | ترحب في الشرق أحيانا باليوم الجديد في أوقات أخرى تودع اليوم في الغرب |
...ölümsüz şehir onları bütün görkemiyle karşılıyor. | Open Subtitles | و المدينة الخالدة ترحب بهم بكل جلالها |
Sigortam çoğunu karşılıyor. En kötüsü kişiler eşyalarım. | Open Subtitles | التأمين يغطي معظمها، الأغراض الشخصية هي أسوأ ما بالأمر |
Garaj ve evde yangının yol açtığı ve sigortanın ödediği zararı karşılıyor. | Open Subtitles | يمكنك إجراء الحسابات هذا يغطي كل الأضرار التي سببها الحريق بالمرآب و المنزل |
Neyse ki, bunu büyük bir soğukkanlılıkla karşılıyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ، إنه يتحمل الأمر بطريقة ناضجة |
Teknik olarak: bu krakerler, besin ihtiyacımızı karşılıyor. | Open Subtitles | من الناحية الفنية , هذه الأسماك تلبي احتياجاتنا الغذائية |
Devlet, iki haftalık tedavi ücretini karşılıyor. | Open Subtitles | ستغطي الدولة التكاليف لمدة أسبوعين |
İstikbal sihirli aynasıyla karşılıyor sizi, her önemli anı, her cesur kararı yansıtıyor. | Open Subtitles | حيث يرحب بكم المستقبل بمرآته السحرية عاكساً كل لحظة ذهبية |
Silahlı kuvvetler düşünce ayrılığınızı hoş karşılıyor. | Open Subtitles | قوى الجيش ترحب ، بالمتظاهرين |
Nemeth Şövalyeleri, Camelot ve uzanan arkadaşlık eli sizi karşılıyor. | Open Subtitles | فرسان (نيميث) كاميلوت ترحب بكم وتمد يد الصداقة |
Ellerimiz seni kardeş olarak karşılıyor. | Open Subtitles | وهذه الأيدي ترحب بك كأخ لنا |
Sigorta depoyu karşılıyor ve ben her zaman güçlü olanın sağ kalacağına inanırım. | Open Subtitles | يغطي التأمين المستودع و لطالما كنتُ مكافحاً |
Baban okul harcını karşılıyor. | Open Subtitles | أبيكِ يغطي مصاريف الدروس وأنا فصولك بالجامعة |
Sigortamız karıma MR çektirmesini söyleyen doktorun randevusunu karşılıyor ama MR'ı karşılamıyor mu? | Open Subtitles | تأميننا يغطي الموعد حيث الطبيب طلب تصوير الرنين لزوجتي لكن ليس تصوير الرنين نفسه ؟ |
Clark bunu nasıl karşılıyor? | Open Subtitles | كيف كلارك يتحمل كل هذا؟ |
Seni becermenin parasını böyle karşılıyor işte. | Open Subtitles | هكذا يتحمل مصاريف مُضاجعتك. |
- Departman da birazını karşılıyor. | Open Subtitles | -القسم يتحمل القليل فحسب |
Planımız tek başına ABD'nin Paris İklim Anlaşması yükümlülüklerini karşılıyor ve görüyorsunuz ki, zamanla emisyon azaltımları devam da edecek. | TED | خطتتنا بنفسها سوف تلبي الهدف الأسمى من التزام الولايات المتحدة تحت معاهدة باريس المناخية، وكما ترون، سيستمر تقليل الانبعاثات مع مرور الوقت. |
İspanyolca 102 dil koşulumu karşılıyor. | Open Subtitles | الاسبانية 102 تلبي متطلبات لغتي. |
Şimdi de o bizim ihtiyaçlarımızı karşılıyor. | Open Subtitles | والآن هي تلبي حاجياتنا |
- Bunun karşılıyor olması lazım. | Open Subtitles | هذه ستغطي التكاليف |
Bu meşhur sahnedeki profesör, hukuk fakültesi birinci sınıfını karşılıyor ve şöyle diyor: "Solunuza bakın. Sağınıza bakın. | TED | البروفيسور في هذا المشهد الشهير، يرحب بطلاب السنة الأولى، ويقول : "انظروا لشمالكم. انظروا ليمينكم. |