Yani sizin yaşadıklarınızla karşılaştırılınca bunların hiçbir anlamı olmaması lazım. | Open Subtitles | انا .. اعني انه لاشيء مقارنة بما تمرون به كلكم |
Evet. Goa'uld ve Tok'ra ile karşılaştırılınca, daha çok gençsiniz. | Open Subtitles | نعم مقارنة بالجواؤلد والتوك رع أنتم صغار جدا |
Zaten tanıdığın sıkıcı ve aşağılık insanlarla karşılaştırılınca mı? | Open Subtitles | الشنيع تماما أسفل السماح، مقارنة إلى الناس الذين تعرفهم بالفعل؟ |
Gerçek fiyatı ile karşılaştırılınca sade bir hediye. | Open Subtitles | انها مجرد لعبة, بالمقارنة مع الجائزة الحقيقية. |
İdare edersin, ama benimkiyle karşılaştırılınca, | Open Subtitles | لابأس بك، لكن بالمقارنة مع فتاتي، تبدين مثل تلك الكائنات، من سيد الخواتم |
# Dinle, mermerden yapılmış bu minareler senin büyüleyici güzelliğinle karşılaştırılınca bir hiç. # | Open Subtitles | "اسمع، تلك المآذن المصنوعة من الرخام .. " "هل لا يوجد في المقارنة لجمال يفتن الخاص ". |
Hayır, şu an uğraştığım şeyle karşılaştırılınca, duygusal bir çocuk oyunu gibi kalıyor, Ryan. | Open Subtitles | كلا ، انها لعبة اطفال العاطفية مقارنة ما نتعامل معه الآن ، وريان. |
Titanyum olanları ile karşılaştırılınca oldukça düşük seviyeli bir şey. | Open Subtitles | يبدو متواضعاً مقارنة مع أسهمك الصاروخية المصنوعة من التيتانيوم |
Atomun boyutuyla karşılaştırılınca inanılmaz ufaktır. | Open Subtitles | فإنها صغيرة بشكل لا يصدق مقارنة مع حجم الذرة. |
On iki yıl: gay lezbiyen ve biseksüellerin ortalama ömrü aşırı eşcinsellik karşıtı toplumlarda kabullenen toplumlarla karşılaştırılınca kısalan insan ömrü süresi. | TED | إثنتا عشرة سنة: الفترة التي تقلص بمقدارها متوسط العمر المتوقع للمثليين في المجتمعات المعادية للشذوذ الجنسي مقارنة بالمجتمعات التي تقبلهم. |
Kocanızınki ile karşılaştırılınca, benim zekam yok sayılabilir. | Open Subtitles | مقارنة بدماغ زوجك فعبقريتي معدومة |
Kilise yakanlarla karşılaştırılınca Alice zararsız kalıyor ama 70'lerde her gece sahnede bebek öldürüp, kendini idam ettiğini sananlar vardı. | Open Subtitles | الآن، أليس يبدو غير مؤذية مقارنة الحرق من الكنائس، ولكن في السبعينات، ويعتقد الناس حقا أن قتل الرضع وركض نفسه في مكان الحادث، |
Gerçek hayattaki cinayetlerle akademik saçmalıklar karşılaştırılınca, lafa hacet yok. | Open Subtitles | حسنا, تعلمين, جرائم القتل والتشويه الحقيقية ضد مصيدة التصفيق الأكاديمية - لايوجد مقارنة |
Düşmanlarıyla karşılaştırılınca oldukça aklı başında gibi görünüyor. | Open Subtitles | مقارنة مع أعدائه، يبدو أنه عاقل جداً. |
Bu, senle karşılaştırılınca bir böceğe benzeyen benden geliyor. | Open Subtitles | هذا يأتي من لي من هو حشرة مقارنة لك. |
Ama sizlerle karşılaştırılınca, bizler çocuklar gibiyiz. | Open Subtitles | نحن مثل الأطفال مقارنة بكم |
Bana vurman, merhametsizce söndürdüğünüz yaşamlarla karşılaştırılınca hiç bir şey değil... | Open Subtitles | ضربك لي لا يعد شيئا بالمقارنة إلى الأرواح التي تسقطها بلا رحمة. |
Lesotho'dan sonra, İngiltere'ye dönmeden önce Afrika'yı boydan boya geçtim. karşılaştırılınca, çok gri ve karamsar. | TED | حسنا , بعد ليسوتو , جبت قاطعا أفريقيا قبل العودة لإنكلترا -- رمادية و تبعث على الإكتئاب بالمقارنة |
Gunnerside ile karşılaştırılınca büyük bir başarı oldu. | Open Subtitles | لذا بالمقارنة فإن عملية " طرف الصياد " تعتبر نجاحاً كبيراً |
Buradaki şeylerle karşılaştırılınca hiç de önemli gelmiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، بالمقارنة بكل شئ هنا، إنه كذلك |
Yetim olmak, esir olmak, okyanus ötelerine gönderilmek... ve elden elde dolaşmayla karşılaştırılınca tüm bunlar yanında saçma kalıyor. | Open Subtitles | ... لماذا , كل هذه التفاهات ... بالمقارنة بكونك يتيمة وعبدة أرسلت عبر المحيطات |
# Dinle, mermerden yapılmış bu minareler senin büyüleyici güzelliğinle karşılaştırılınca bir hiç. # | Open Subtitles | "اسمع، تلك المآذن المصنوعة من الرخام .. " "هل لا يوجد في المقارنة لجمال يفتن الخاص ". |