Yani bir tane düşman gerek, karşıt güç. | Open Subtitles | لذا لابدّ أن يكون هناك خصم ، قوّة معارضة |
- Yani karşıt görüşte olan bir Çinli ile çocuk pornograficisini aynı kefeye mi koyuyorsunuz? | Open Subtitles | سوف نفعل الشيء نفسه انتظر، أذن أنت تساوي بين معارضة الصينية مع استغلال الاطفال أباحياً |
Üstelik karşıt görüşleri reddetmek onları yok etmiyor, çünkü milyonlarca kişi onlarla hemfikir. | TED | ومع ذلك، تجاهل وجهات النظر المعارضة لك لا يجعلهم يختفون، لأن ملايين البشر يؤيدونها. |
Kendinize, birçok insanın neden karşıt politik adayın yoluna yöneldiğini sorun. | TED | اسأل نفسك لماذا ينجذب الكثير من الناس إلي السياسات المعارضة للمرشح السياسي؟ |
Sizin kabilenin karşıt Savaşçısının terk edilmiş bir barakada.. | Open Subtitles | يبدو غريباً من أنّ محارب قبيلتكم المضاد |
..özelliklede son gerçek karşıt Savaşçının.. | Open Subtitles | خصوصاً أنّ المحارب المضاد الحقيقيّ |
"Mükemmel zekânın testi aynı anda iki karşıt fikri zihinde tutabilmekle mümkündür. " | Open Subtitles | إختبار الذكاء من الدرجة الأولى هو القدرة على تحمل فكرتين متعارضتين في العقل بنفس الوقت |
Bu sistemlerin çoğunun karşıt yönde etkisii oldu. | TED | و العديد من هذه الأنظمة لها مفعول معاكس تماما. |
Mia, bize bu teklifin karşıt düşüncelerini sunacak. | Open Subtitles | والتي تمثل الطرف المعارض في هذا الحوار لإقتراحنا |
Ilımlı bir karşıt gruptan. | Open Subtitles | هو عضو دائم في جماعة معارضة |
Galileo'dan Ventner'a kadar geçen yüzlerce yılda bunun adı karşıt bilim oldu. | Open Subtitles | منذ مئات السنين، من عصر, جاليليو) إلى (فيتنر)، تمت معارضة العلم). |
Bay Fornum'un karşıt tanık olarak korunması hakkında mı? | Open Subtitles | (أن يحفظ السيد (فورنــم كشاهد معارضة ؟ |
karşıt bir bakış açısı, kendisinden öğrenebileceğimiz bir şeydir; tartışacağımız değil. | TED | وجهات النظر المعارضة هي شيء لنتعلم منه لا لنجادله. |
Ve yine gözler aşağı ve sola kayıyor, bu da karşıt fikirde olduğunu gösterir. | Open Subtitles | و هنا مرة أخرى تتجه عينه يسارا للأسفل مشيرة إلى المعارضة |
Yalnızca karşıt görüşlülerin bir kaç üyesi değildi. | Open Subtitles | لم يكن الامر عدد قليل من اعضاء المعارضة فقط |
karşıt gruplar orada bize güvenli ev sağlayacak. | Open Subtitles | جماعات المعارضة هناك وفّرت لنا منزلاً آمناً |
karşıt Hareketini bırakman lazım. | Open Subtitles | . أريدكَ أن تكفّ عن تمثيل دور المضاد |
Şayenler onlara karşıt Savaşçılar derler. | Open Subtitles | يدعوه "الشايان" بِالمحارب المضاد |
İki karşıt güç arasında kaldı çünkü. | Open Subtitles | لقد سقط بين قوتين متعارضتين قويتين جداً |
Aynı eğrideyiz, sadece karşıt uçlarda. | Open Subtitles | نحن على نفس المنحنى فقط كل واحد فى طرف معاكس للاخر |
Mia, bize bu teklifin karşıt düşüncelerini sunacak. | Open Subtitles | والتي تمثل الطرف المعارض في هذا الحوار لإقتراحنا |