Kemoterapi belki radyoterapi deneyebiliriz ama kanser akciğerlere, karaciğere ve bağırsaklarına yayılmış. | Open Subtitles | يمكننا تجربة العلاج الكيماوى والاشعاعى ولكن السرطان انتشر إلى الكبد والرئة والأمعاء |
Portakaval yön değiştirme yapabiliriz. Dolaşım devam eder, karaciğere uğramaz. | Open Subtitles | ربّما نجرّب وصلةً بابيّةً أجوفيّة ستحافظ على الدوران وتتجاوز الكبد |
Şimdilik dalağı dalağı alıp bekletelim ilk olarak karaciğere dikiş atacağız. | Open Subtitles | حسناً ، لنذر الطحال الآن ونُعيد إلى موضعه ونُقطب الكبد أولاً |
Yeni bir karaciğere ihtiyacı olduğunu söylediğinde anladım. | Open Subtitles | توقعت هذا عندما قلت أنها تحتاج لكبد جديد |
karaciğere girip çıkan çok sayıda damar vardı. | Open Subtitles | أن للكبد عدة أوعية دموية مختلفة |
Yeni bir karaciğere ihtiyacın olursa benimkinin yarısını alabilirsin. | Open Subtitles | تعلمنا عن تعاطي الكحول في المدرسة وإنكنت بحاجة في اي وقت الى كبد جديد يمكن أن تصل على نصف كبدي |
Ciğerlerde başlayıp su toplanmasına neden olduktan sonra karaciğere geçip hücreleri bozdu. | Open Subtitles | بدأ في الرئة مما سبب النزف ثم انبث إلى كبده مما جعله ينسلخ عن الخلايا |
İçinde lif olmadığı için emilir ve portal sistemden direkt karaciğere gider. | Open Subtitles | بسبب عدم وجود ألياف يتم إمتصاصه من بوابة النظام مباشرة إلى الكبد |
İki hafta sonra, elinizde karaciğere benzeyen bir yapı kalıyor elinizde. | TED | وبعدها بأسبوعين، يصبح لديك شيء يشبه الكبد. |
Elinize aldığında karaciğere benziyor, ama içinde hüç hücre yok, sadece karaciğerin iskeleti var. | TED | يمكنك أن تمسكها كما تمسك الكبد، ولكنها خالية من الخلايا؛ إنها مجرد هيكل الكبد. |
Bu kan damarları, kanı ve içerisindeki her şeyi karaciğere taşıyan bir damarın içinde beslenirler. | TED | تصب هذه الأوعية الدموية في الوريد، الذي ينقل الدم وكل ما يحتويه إلى الكبد. |
Sonraki adım, karaciğere ulaşmak. | TED | الخطوة التالية هي النجاح في عبور الكبد. |
Nanopartiküllerin karaciğere takılmasını engelleyen bir diğer strateji ise vücudun kendine ait nanopartiküllerini kullanmaktır. | TED | وهناك طريقة أخرى لمنع جزيئات النانو من الالتصاق في الكبد وهي باستخدام جزيئات النانو الخاصة بالجسم نفسه |
İki hafta sonra, basitçe, bu organı kaldırabilirsiniz, bir karaciğermiş gibi hissedersiniz, ve bir karaciğermiş gibi elinizde tutabilirsiniz, ve bir karaciğere benzer ama hiç hücresi yoktur. | TED | و بعد أسبوعين نستطيع أن نرفع هذا العضو انه يبدو كالكبد, نستطيع ان نمسكه كالكبد انه يشبه الكبد و لكن بدون خلايا |
İşte başladığını görüyorsunuz. Kontrast maddeyi bu organa, hücreleri alınmış karaciğere veriyoruz. | TED | الان ترونها تبدأ. يتم حقن المادة المتباينة في العضو في الكبد منزوع الخلايا |
Bu ameliyatta, cerrahlar karaciğere giden kan damarlarının içine bir görüntüleme aygıtı yerleştirecekler. | Open Subtitles | في هذه العملية , سوف الجراحين وضع جهاز مراقبة خاصة داخل الأوعية الدموية الأمر الذي يؤدي إلى الكبد. |
Yeni bir karaciğere ihtiyacı var. | Open Subtitles | يحتاج لكبد جديد |
Teşhise değil, yeni bir karaciğere ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا تحتاج لتشخيص بل لكبد جديد |
Lanet olsun. karaciğere de sıçramış. | Open Subtitles | اللعنة، لقد انتشر للكبد. |
- karaciğere iyi gelir diyorlar. | Open Subtitles | يفترض أنّه مفيد للكبد |
Sağlıklı bir karaciğere benim de ihtiyacım var ve ikisinin de bekleme listesi bayağı uzun. | Open Subtitles | حسناً، احتاج كبد صحي وهناك قائمة طويلة تنتظر كلينا |
Boya karaciğere girdi, fakat çıkmıyor. | Open Subtitles | الصبغة تدخل كبده لكنها لا تخرج |
Hepatik damarında tıkanma tespit ettik karaciğere giden kan akımını kısıtlıyordu. | Open Subtitles | وجدنا إنسداد في وريدها الكبدي يقيد تدفق الدم إلى وريدها الكبدي |