Haklıysam, verdiğin antibiyotikler böbreklere ve karaciğerine zarar vererek virüsle savaşmasını engelleyecektir. | Open Subtitles | إن كنت محقاً فإن المضاد الحيوي الذي وصفت يمكن أن يعزل كليتيه و كبده و يعوق قدرته على محاربة الفيروس |
Koroner arteri neredeyse tamamen tıkanmış ve karaciğerine çok kötü davranılmış. | Open Subtitles | شرايينه التاجية كانت مسدودة تماماً و كبده يظهر إشارة على سوء الإستعمال |
Bir ses çıkarırsan bu adamın karaciğerine delik açarım ve yavaş ölür. | Open Subtitles | لو أصدرتِ صوتاً، فسأضع رصاصة في كبد هذا الرجل، وسوف يموت ببطء. |
Bu yaratıcı zekayı benim hastamın karaciğerine yönlendirmen mümkün mü? | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة لتوجيه هذا الذكاء الخارق باتجاه كبد مريضتي؟ |
Bu ilaç eskisinin aksine karaciğerine bir zarar vermiyor. | Open Subtitles | هذا الدواء ليس كباقي الأدوية فهو لا يترسب في الكبد |
Oğlun karaciğerine tekila boşaltana kadar zarar vermeden durur. | Open Subtitles | ظل ساكناً حتى سكب ابنك التكيلا بكبده |
Tadı aynı. Evet, ama karaciğerine gitmeden önce beynine gidiyor. | Open Subtitles | ــ طعمها سيان ــ أجل، لكنها تصل الى دماغك قبل أن تبلغ كبدك |
karaciğerine zarar verip, böbreklerini çöpe atalım. Daha iyi bir yol olmalı. | Open Subtitles | سندمر كبده و كليتيه لا بد من وجود طريقة أفضل |
Oradan da karaciğerine, mesaneye ve dalağına doğru yola çıkmıştır. | Open Subtitles | فانتقل إلى كبده وأخذ طريقه إلى المثانة والطحال |
Omurgasına, karaciğerine ve şimdi de ciğerlerine vurdu. | Open Subtitles | و بعدها انتقلت إلى عموده الفقري ثم كبده والآن رئتيه |
Şimdi hasta olmayabilir ama hastalığı taşıyor ve bu karaciğerine zarar verebilir ki bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | قد لايكون مريض الآن . لكنه يحمل المرض ويمكن ان يتلف كبده |
92 yaşındaki bir bireyin metabolizmasına, kan sayımlarına karaciğerine ve böbrek işlevlerine sahipsin. | Open Subtitles | لديكَ أيض وتعداد دم ووظائف كبد وكلى رجل يبلغ 92 عاماً |
92 yaşındaki bir bireyin metabolizmasına, kan sayımlarına karaciğerine ve böbrek işlevlerine sahipsin. | Open Subtitles | لديكَ أيض وتعداد دم ووظائف كبد وكلى رجل يبلغ 92 عاماً |
Liver'in karaciğerine biyopsi yaptılar. | Open Subtitles | " بهم الآن مواد من كبد " ترينت |
Siz zamanınızı ziyan ederken biz de karaciğerine ultrasonla bakalım. | Open Subtitles | ،وبينما تهدران وقتكما سنفحص الكبد بالموجات الصوتيّة |
Doktorlar teşhisi koyana kadar karaciğerine kadar yayılmıştı. | Open Subtitles | في الوقت الذي عثروا عليه فيه كانَ التورم قد انتشرَ في الكبد |
Bunun yerine kanser hücreleri karaciğerine sıçradı. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك، عانت من انتقال مُبكّر للداء إلى الكبد. |
Oğlun karaciğerine tekila boşaltana kadar zarar vermeden durur. | Open Subtitles | ظل ساكناً حتى سكب ابنك التكيلا بكبده |
Ben karaciğerine zarar vermem. | Open Subtitles | انه افضل لأجل كبدك |
karaciğerine varınca, karaciğer kötü hücreleri süzmeye çalışıyor. | Open Subtitles | و عندما تصل للكبد تحاول إبعاد الخلايا المدمرة |
Böyle bir gece onun için iyi. karaciğerine iyi gelir. | Open Subtitles | ليلة مثل هذه جيدة له تقوم بتنشيط كبدِه ! |
Beynine, karaciğerine ve derisine yayılmış durumda. | Open Subtitles | منتشرةٍ في دماغها، وكبدها وجلدها ولربّما تبقّت لها أشهرٌ من حياتها |