karanlık madde etkileşim yapmayı pek sevmez, kütleçekimi ile olan dışında. Tabi onun hakkında daha fazlasını bilmek istiyoruz. | TED | المادة المظلمة هي أمر لا يحبّذ التّفاعل كثيرا، إلاّ من خلال الجاذبية، وبالطبع نحن نرغب في معرفة المزيد عنها. |
Yani biz gökadanın kendisine takılırken, esasında orada bir karanlık madde bulutu var ve bu madde gökadanın yapısını ve dinamiklerini yönetiyor. | TED | نحن نرى المجرة لذا نركز فيها ، بينما أنها في سحابة ضخمة من المادة المظلمة وهو ما يسيطر على بنية المجرة وحركتها. |
Ama karanlık madde bize çarpmıyor, sadece içimizden geçip gidiyor. | TED | لكن المادة المظلمة لا تصطدم بنا بل تمر من خلالنا. |
Yani dev galaksi kümelerinin olduğu yerde, büyük yoğunlukta karanlık madde var. | Open Subtitles | لذا، أينما كان تكتل ضخم من المجرات هناك تركيز من المادة المظلمة |
Bu basit bir tane, çünkü normal maddesi yok ve sadece karanlık madde var. | TED | وفي هذه المرحلة الامر بسيط لإنها لا تحتوي على المواد الاعتيادية تحتوي على المادة السوداء فقط. |
Milyarlarca karanlık madde parçacığı her saniye vücutlarımızdan öylece geçiyor. | Open Subtitles | مليارات من جزيئات المادة المظلمة تمر خلال أجسادنا كل ثانية |
Önce sizi bir yeraltı madenine götüreceğim kuzey Minnesota'da insanların aradığı birşey için, adı karanlık madde. | TED | سآخذك أولا إلى منجم تحت الارض في شمال ولاية مينيسوتا حيث يبحث الناس عن شيء يسمى المادة المظلمة. |
Ve, bir çok şeyin yanısıra, karanlık madde arıyorlar. | TED | ومن بين أمور أخرى، يبحثون عن المادة المظلمة. |
Ve aramızda bu tip bilgiler üzerinde eğitim görmüş küçük bir grup, çok azımız, bu bilgiye, biyolojik karanlık madde demeye başladı. | TED | وبالنسبة لمجموعة الأفراد الصغيرة منا، والتي تدرس بالفعل هذا النوع من البيانات، بدأ البعض منا بالفعل بتسمية هذه المعلومات المادة المظلمة البيولوجية. |
Hatta, bu karanlık madde, evrendeki kütle çekimine büyük ölçekte hükmediyor. Buna dair delili de size anlatacağım. | TED | في الحقيقة ، المادة المظلمة تسيطر على تأثير الجاذبية في الكون كله على مقياس أكبر ، وسأخبركم عن أدلة على ذلك. |
Esasında bu ve diğer gökadalar, görünmeyen bir karanlık madde bulutunun içinde gömülü duruyorlar. | TED | في الحقيقة ، فإن هذه المجرة وكل المجرات الأخرى تبدوا وكأنها محاطة بسحابة من هذه المادة المظلمة. |
daha serpintili bir yapının merkezi. Bu yapı da kümenin gömülü olduğu karanlık madde. | TED | ولكن في تركيبة موزعة ومنتشرة. وتلك هي المادة المظلمة التي تحتوي ذلك التجمع من المجرات ، حسنا. |
karanlık madde kütle çekimi açısından çekici olduğu için bir yapı oluşumunu destekler nitelikte. | TED | المادة المظلمة ، بسبب تأثير قواها الجاذبية فهي تساعد على بناء التجمعات ، حسنا. |
karanlık madde için, hatırlarsanız karanlık enerji için ikna edici bir görüş olmadığını söylemiştim. | TED | وبالمقارنة مع المادة المظلمة ، قلت لكم أنه ليس لدينا ، كما تعرفون ، أي فرضية مقنعة بالنسبة للطاقة المظلمة. |
Ancak daha bunlardan birinin karanlık madde adayı olup olmadığını bilmiyoruz. | TED | ولكننا لا نعلم حتى الان ما إذا كانت تلك هي فعليا المادة المظلمة المرشحة. |
Şimdi şu karanlık madde parçacıklarına bakalım, çünkü sonuç olarak bu odada mevcutlar ve kapıdan girmediler. | TED | الان ، نحن نبحث عن جسيمات تلك المادة المظلمة لأنها في النهاية ، متواجدة هنا في القاعة ، نعم ، وهي لم تدخل عبر الباب. |
Onları görmenin bir yolu, bir karanlık madde parçacığının çarpıp sekmesini ölçebilecek çok hassas saptayıcılar inşa etmek. | TED | لذلك فإن إحدى الطرق للبحث عنها هي عبر بناء جهاز كاشف حساس جدا لجسيمات المادة المظلمة العابرة ويصطدم بها |
Hiç birşey görmediler ama bu karanlık madde parçacıklarının kütlesi ve etkileşme güçleri hakkında limitlerin ne olduğunu anlamamızı sağladı. | TED | لم يروا شيئا ، نعم ، ولكنها بينت حدود كمية الكتلة و مقياس تفاعل جسيمات تلك المادة المظلمة. |
Sanırım bu karanlık madde gibi bizim pek bilmediğimiz türden bilimsel konularla ilgili. | Open Subtitles | اعتقد بأنه شيءً ما مرتبط بعلم السحره بالكاد يعرفون شيئًا عن المادة السوداء بالكون |
Eminim onu birçok kez konsantre karanlık madde yaparken görmüşsündür. | Open Subtitles | أراهن بأنكَ قد رأيته يصنع المادة السوداء المركّزة كثيراً. |
Vergon 6 bir zaman, "karanlık madde" olarak bilinen süper yoğun maddeyle doluydu. | Open Subtitles | ذات يوم كان "فيرغون 6" ممتلئاً بما يعرف بـ"المادة القاتمة". |
Görünüşe göre bu kümede sıradan maddenin, on katı kadar, görünmeyen, karanlık madde mevcut. | TED | في الحقيقة ، هناك عشرة أضعاف الكتلة على شكل مادة غير مرئية ، أو مادة مظلمة من المادة الطبيعية ، حسنا. |