Bu yüzden bir sınıf öğretmeni olarak her zaman saniyelik kararlar vermek zorundayım. | TED | كأي معلّم فصل دراسي، يتعينُ عليّ اتخاذ قرارات لحظية طوال الوقت. |
Ve bir daha böyle kararlar vermek istemiyorsun. | Open Subtitles | وأنت خائف الآن من اتخاذ قرارات مثل هذه مرة أخرى |
Ve bir daha böyle kararlar vermek istemiyorsun. | Open Subtitles | وأنت خائف الآن من اتخاذ قرارات مثل هذه مرة أخرى |
Fiziksel ve ruhsal durumun karar yeteneğini etkiliyorsa yani, makul kararlar vermek için kapasiteleri olmayanlar herhangi bir cezadan muaf tutulmaktadır. | Open Subtitles | إن كان لديك حالة بدنية أو عقلية والتى تؤثر على الحكُم بمعنيّ أنّ أولئك الذين ليّس لديهم القدرة على إتخاذ قرارات معقولة معفيين من أيّ عقوبة جزائية |
Dostlarının güvenliğini etkileyecek konularda kararlar vermek. | Open Subtitles | إتخاذ قرارات تأثر على أمان أصدقائك |
Sizin adınıza siyasi kararlar vermek için tasarlanan bir sisteme veri sağlıyorsunuz. | TED | أنت ببساطةٍ تقدّم هذه البيانات لنظام صممّ لاتخاذ قراراتٍ سياسيّة نيابةً عنك. |
Eğitmen olunca kötü sonuçlar doğuracak kararlar vermek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | عندما تصبح مشرفاً للمجالدين فسوف تواجه قراراتٍ ذات عواقب |
Savaştayken zor kararlar vermek zorundasınız ben de bu yüzden o adamı vurdum ama yüzünü asla unutmayacağım. | Open Subtitles | في الحرب، عليك أن تتخذ قرارات قاسية لذا أطلقت النار على الرجل لكني لن أنسى وجهه أبداً |
Anne olduğunda, ...her zaman, herkesin hoşlanmayacağı kararlar vermek zorunda kalındığını anlayacaksın. | Open Subtitles | ستفهمين بأن عليك اتخاذ قرارات ليست دائماً لصالحك بالكامل |
Bazen Earp olmak demek hayatta kalmak için zor kararlar vermek demektir. | Open Subtitles | أحيانا كونك من الايرب يعني اتخاذ قرارات صعبة من أجل البقاء للمصلحة العليا |
Bu gerçekten çok utanç verici, çünkü şimdi, nükleer silahlarla ilgili önemli kararlar vermek için Neslin Kurtarıcıları'na ihtiyacımız var. | TED | و هذا أمر مؤسف حقاً. لأننا الآن بحاجة إلى جيل "الممكن" لمساعدتنا في اتخاذ قرارات مصيرية بشأن الأسلحة النووية |
Zorlu kararlar vermek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | عليك إتخاذ قرارات صعبة |
Eğitmen olunca kötü sonuçlar doğuracak kararlar vermek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | عندما تصبح مشرفاً للمجالدين فسوف تواجه قراراتٍ ذات عواقب |
Böyle kararlar vermek için daha yaşı çok küçük. | Open Subtitles | بالتأكيد إنّه صغيرٌ جدّاً لِيتّخذ قراراتٍ كهذه؟ |
İkimizde elimizde fazla bilgi olmadan zor kararlar vermek zorunda kalıyoruz. | Open Subtitles | كلانا عليه إتّخاذ قراراتٍ عصيبة بلا وجود معلوماتٍ كافية. |
Başbakan her gün hayati kararlar vermek zorunda bu yüzden A noktasından B noktasına gitmesi huzursuz edici bir soruna dönüşmemeli. | Open Subtitles | رئيسة الوزراء يجب ان تتخذ قرارات مهمة كل يوم... ...لذا سائق الرئيسة لايجب ان يكون عائق في اداء واجبها - افهم ماتقول |