kardeşleriyle gitmesi gerek. - Dikkat et. - Sakin ol. | Open Subtitles | يجب أن يذهب مع إخوته فلنذهب به للمنزل وسنفكر فى حل |
Hayır, kardeşleriyle Londra'nın doğusunda birkaç kulüp işletiyor. | Open Subtitles | لا، إنه يدير ناديين مع إخوته في المنطقة الشرقية |
Kaynakların söylediğine göre kardeşleriyle birlikte yıldızlaşan sorunlu şarkıcı kokain bağımlılığıyla mücadele ediyordu... | Open Subtitles | تقول المصادر أن المغني المسكين الذي ضرب النجومية مع إخوته كان يصارع إدمان الكوكائين |
Ve görünüşe göre kardeşleriyle birlikte kalmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | ومن الواضح لى أنها تُفضل البقاء مع أخواتها |
Babanız, Kral'dan, soylu düklerle, kardeşleriyle sizin evlenmenizi isteyecek. | Open Subtitles | أبوكما يطلب من الملك (إدوارد) الدوقان الملكيان أخويه للزواج من منكما. |
Luke binaya sözde kardeşleriyle buluşmaya gitmiş ama kimseyle görüşemeden Samar hepsini binadan çıkarmış. | Open Subtitles | حسناً , لذا لوقا ذهب الى البنايه ليلتقي مع اخوته بالدعوه لكن سمار اخرج الجميع قبل تقديمهم |
Şu ana kadar üç kocanı erkek kardeşleriyle aldattın. Sanırım herkese yeterince su verdin. | Open Subtitles | لقد خنت ثلاثة أزواج مختلفين مع أخوتهم و اعتقد لم تدعي الخيار لإي شخص |
Dişleri dökülmüş, sakallı, kardeşleriyle evli adamlar mı bekliyordun? | Open Subtitles | أسنان مفقودة، لحى رثّة، رجال تزوّجوا أخواتهم! |
Şerif Hüseyin'in üçüncü oğlu kardeşleriyle nasıl başa çıkıyor? | Open Subtitles | كيفية التصرف مع إخوته الابن الثالث لشريف حسين. |
İçindeki karanlık tarafın üstesinden gelmek için çok uğraştı, ve kardeşleriyle. | Open Subtitles | لقد عمل بجد كبير لسنوات عديدة حتى يتغلب على جانبه المظلم... إنهم إخوته. |
Büyük ihtimal kendi kardeşleriyle ilgili. | Open Subtitles | الاحتمالات كلها عبارة عن إخوته |
Kız ve erkek kardeşleriyle beraber katıldığı makalesinin adı "Anne ve Babama Neden Artık İhtiyacım Yok" | Open Subtitles | حيث انضم إليه إخوته لمقالته بعنوان " لمَ لم أعد بحاجة إلى أمي وأبي". |
Hapiste yatmaya hazır değilsen suç işlemiş numarası yapma kahkahalar atıp bedava içkiler içerken şans eseri, erkek kardeşleriyle pek çok kavga içinde bulunmuş arkadaşına destek çıkmamazlık etme. | Open Subtitles | إذا لم تكن مستعداً للعمل الآن لا تدّعي فعل الجريمة وأن تظحك و تحصل على مشروبات مجانية ...و لم تستمع لصديقك الذي بالمصادفة ، كان في الكثير من المشاجرات مع إخوته |
Erkek ve kız kardeşleriyle birlikte. Çok mutlular, Rose. | Open Subtitles | برفقة إخوته وأخواته (إنهم سعيدون للغاية، (روز |
Mesela kardeşleriyle yaşadığı şeyler gibi. | Open Subtitles | مثل كل الاشياء مع إخوته. |
Muhtemelen, hayatımın geri kalanını Güneş lşığı ve kız kardeşleriyle geçirecektim. | Open Subtitles | وربما أقضي باقي حياتي مع "شروق الشمس" و أخواتها |
Kız kardeşleriyle tatile gidecekti. | Open Subtitles | إنها في طريقها لقضاء اجازة مع أخواتها |
- Bırak, kardeşleriyle olsun. | Open Subtitles | - دعه يذهب مع اخوته - أرجوك |
Onlar çalıştı.Sen işsiz kardeşleriyle yattın. | Open Subtitles | كانوا يريدون العمل وانت تريدين ممارسة الجنس مع أخوتهم |