Çalıştırır, sonra da toptan satarız... bu kasabayı terkederken Karun kadar zengin oluruz... krallar gibi de yaşarız. | Open Subtitles | أستنزفها.وأجمعها كحزم ونخرج من هذا الحصّن بالمال الكثير من كرويسوس و نستعد لعيشة الملوك |
Tabii benim kadar değil. Karun kadar zenginim diyecekti teyzeniz de yine şaşırdı herhâlde. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس مثلي كانت ستقول "بقدر كرويسوس" |
Yukarıdaki tepelerin içinde altın vardı ve biz bugün bile yüklü insanlar hakkkında konuşurken "Karun kadar zengin." dememizin nedeni budur. | Open Subtitles | كان هناك ذهب على تلك التلال و لذلك حتى يومنا هذا ،عندما نتحدث عن شخص ثري "(نقول: "غَنيّ غِنى (كرويسوس |
Karun'un altın sikkeleri üzerinde gücü ve kudreti simgeleyen aslan ve boğa damgası vardı. | Open Subtitles | خُتمت عُملات (كرويسوس) الذهبية .. بشعار يرمز للعظمة و القوة الأسد و الثور |
Kral Karun'un kaderi şimdi Pers liderinin merhametine bağlıydı; | Open Subtitles | (بات مصير الملك (كرويسوس .. تحت رحمة الملك الفارسي (قورش) |
Kiros ve Karun hakkındaki bildiklerimizin bir kısmını büyük Yunan tarihçi Heredot'un yazılarından biliyoruz. | Open Subtitles | (بعض مما نعرفه عن (قورش و (كرويسوس)، أو نحسب أننا نعرفه (يعود لكتابات المؤرخ اليوناني العظيم (هيرودوت |
"Barışta çocuklar babalarını gömer fakat savaşta babalar oğullarını gömer" dedi Karun. | Open Subtitles | ،فقال (كرويسوس): "بالواقع في السِلم، يدفن الأبناء آبائهم "ولكن في الحرب، يدفن الآباء أبناءهم" |
Ancak bu bilgece akıllar ve tavsiyeler Kiros'un Karun'dan aldığı tek şey değildi. | Open Subtitles | ولكن لم ينل (قورش) الشِعارات والنصائح السديدة من (كرويسوس) وحسب |
Karun'un altınlarıyla zenginleşen Kiros yüzünü Orta Doğu'ya çevirdi. | Open Subtitles | ،)بعد اغتنائه بالذهب من (كرويسوس استكمل (قورش) غزواته عبر الشرق الأوسط |
Karun kadar zengin bir bebek. Ve çaresiz bir anne. | Open Subtitles | الطفل ثري كما،(كرويسوس) والأم يتم تجاهلها تقريباً. |
Karun kadar zenginsin yine de Anneca Oil'in hemşehrilerini zehirlemesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | الأغنياء كما كرويسوس ، و كنت أود Anneca النفط تسميم مواطنيكم الخاصة . |
Adam Karun gibi zengin. | Open Subtitles | انه غني كما كرويسوس. |
Hakim! Karun kendisini kurtarması için Tanrı Apollon'u çağırdı. | Open Subtitles | دعا (كرويسوس) الإله (أبولو) ليُنجِيه |
Karun tipik olarak tanrıları suçladı. | Open Subtitles | كرويسوس)، كالمتوقّع، لام الآلهة) |
Karun'u serbest bıraktı ve danışmanı olarak atadı. | Open Subtitles | لذا أعتق (كرويسوس) وعيّنه كمستشار له |
...Karun, Lidya kralı. | Open Subtitles | (كرويسوس)، ملك (ليديا) |