kasık kemiğine bakın, kuşlardaki gibi geriye doğru kıvrık. | Open Subtitles | إنظروا إلى عظام العانة مقلوب نحو الأعلى كعظم الطير |
Oğlum, ben gençken kasık kılları problem olmuyordu. | Open Subtitles | يا ولــد،شعر العانة ليس كقضية عندمـــا كنت أؤرخ |
Ama kasık kılındaki DNA'yı tutmuyor. | Open Subtitles | لكنها لا تطابق الحمض النووي من شعر العانة |
Kurbanın kasık kılı taraması sırasında toplanan 13 tane kasık kılı bulundu. | Open Subtitles | وماوجدوه كان 13 شعرة للعانة تم جمعها أثناء فحص شعر عانة الضحية |
Bir erkeğin kasık kılları sopaya dolanacak kadar uzunsa ona dayak atarlardı. | Open Subtitles | إذا كان شعر عانة الرجل طويل ما يكفي ليلف حول الوتد يضربونه |
Kurtçuklar kasık adelelerine bayılır. Beyninde varsa bacağında mutlaka vardır. | Open Subtitles | الديدان تحب عضلة الفخذ إن كانت لديها واحدة برأسها فأؤكد لكم أن لديها واحدة بساقها |
Tanımlanmamış bir bayan kasık kıIı ile birlikte. | Open Subtitles | جنبا إلى جنب مع شعر العانة الإناث مجهولين. |
- Ön çalışmalarım, kasık çıkıntısının çatladığına ve sol kemiğin ciddi bir şekilde yer değiştiridiğine işaret ediyor. | Open Subtitles | التحليل التمهيدي يدل على ان عظم العانة مكسور و الهايمفسيتي الأيسر قد خلع بشدة |
kasık kemiği alt açısına göre, iki dişi. | Open Subtitles | الزاوية تحت منطقة العانة تدل على أنهم إناث |
tamam, Judy, bebeğin omuzu kasık kemiğine sıkıştı. Yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسناً, جودي طفلكِ ملتصق على عظمة العانة وهو في خطر |
kasık üçgenini ve birbirinden uzak iki dizinden başlayan ayrık bacakları var. | Open Subtitles | هاهو، ترون هنا مثلث العانة و ساقيها اللتان تنفصلان ابتداءاً من ركبتيها التي تتباعد مما يعيد الذكريات |
Daha sonra ipleri kasık bölgesi kıllarına bağlarlar. | Open Subtitles | بعد ذلك يعقدن الخيوط الملونة في شعر العانة |
Rektal muayene sırasında hastaya ait olmayan siyah kasık kılları bulundu... | Open Subtitles | الآن ، شعر عانة أسود لا يخصّ المريض تم العثور عليه أثناء فحص المشط. |
Acil serviste tecavüz muayenesi yapılmış. Yırtılmaya, meniye ya da kasık tüyüne rastlanmamış. | Open Subtitles | قام الأطباء بفحص الإغتصاب و لم يجدوا أي دليل علي مزق أو مني أو شعر عانة |
Acil serviste tecavüz muayenesi yapılmış. Yırtılmaya, meniye ya da kasık tüyüne rastlanmamış. | Open Subtitles | قام الأطباء بفحص الإغتصاب و لم يجدوا أي دليل علي مزق أو مني أو شعر عانة |
Kurtçuklar kasık adelelerine bayılır. | Open Subtitles | الديدان تحب عضلة الفخذ إن كانت لديها واحدة في رأسها |
kasık bitleri! Bilirsiniz kafa bitleri gibi. | Open Subtitles | قَمْلُ العانَة أتَعْرفُ، إنه مثل قَمْلُ الرأس |
Arkamdan konuşuyormuşsun alev kasık. | Open Subtitles | سمعت انكِ تقولين اموراً عني من دون علمي ايتها العاشقة |
Benim kasık traşıma bak 19. yüzyıl gidon bıyığı gibi. | Open Subtitles | إنظر، لقد حلقت شعر عانتي لكي يبدو أشبه بشارب من القرن الماضي! |
Şimdi de ona ve bütün ailemize kasık biti bulaştırdın. | Open Subtitles | والان انت تسببت في انتقال القمل له ولعائلتنا بالكامل |
İşte rehberlik öğretmenimden böyle kasık biti kapmış oldum. | Open Subtitles | وهكذا انا كيف حصلت على سرطانات البحر من مرشدي السياحي |
- Doğru. Önceden söylemezler, sonra bir bakmışsın tüm donun kasık biti dolmuş. | Open Subtitles | الرجال لا يخبرونكِ، ومن ثم، كما تعلمين، ينتهي بكِ الأمر بسروال مليئ بالقمل. |
Maktulün dar siyatik çentiği ve kasık tarafında kısmi bacak bağlantıları var. | Open Subtitles | لدى الضحية حز شوكي ضيّق وأطراف سفلى محددة جزئياً على الجانب العاني. |
12 saat önce kasık kıllarını dişlerimden çıkarıyordum. | Open Subtitles | كُنت أنتف شعر عانتك عن أسناني قبل 12 ساعة |
Mesela orada kasık var. Benim favorilerimdendir. | Open Subtitles | هنالك واحد في منطقة العانه هذا هو المفضل لدي |
İliohipogastrik ve ilioinguinal sinirler kasık bölgesindeki sinirleri uyandırır. | Open Subtitles | العصب المعويّ السفلي والعصب الفوق أربيّ يتخللان في منطقة الأربية |
Gerçek kasık çekmesi tabii, Fire Adası'ndaki kaşık çekme partisi değil. | Open Subtitles | خلع فخذ حقيقي ليس مجرد عملية استجمام |