| Bence, Kasanın içinde ne olduğunu umursamıyorlardı. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنّهم يهتمون بما هو موجود في الخزنة |
| Kolfax, ikinci numarayı almak için geliyor. Altıncı Kasanın içinde. | Open Subtitles | الطفلة كانت في طريقها للحصول على رقم ثاني ماذا يوجد في الخزنة الثانية ؟ |
| Panzehir Kasanın içinde. | Open Subtitles | والمضاد موجود في الخزنة |
| Para Kasanın içinde değil. Bunun içinde. | Open Subtitles | المال ليس في الخزينة انه هناك |
| O parayı almasaydım, Kasanın içinde öylece kalacaktı. | Open Subtitles | لو لم آخذ ذلك المال لبقي داخل خزنة حتّى يأتي سمين ما يجلس إلى مكتب |
| Paket en üst katta bir Kasanın içinde. | Open Subtitles | الطردُ يوجدُ داخل خزنة في الطابقِ العلوي. |
| - Kasanın içinde. | Open Subtitles | -إنّه في الخزنة -أحضر المفتاح |
| Kasanın içinde! | Open Subtitles | إنها في الخزنة |