- Bu kasette duyduklarınızı mahkeme için tercüme edebilir misiniz lütfen? | Open Subtitles | ..هل تترجم هذه الكلمات التى تسمعها على الشريط للمحكمة لو سمحت؟ |
İlk kasette geçen gün tutuklanan iki şüphelinin ölüm tarihi ve zamanı belirtiliyordu. | Open Subtitles | يحتوي الشريط الأول على موعدي وفاة اثنين من المتهمين اللذين قُبض عليهما مؤخرًا |
Bu kasette baban masasında oturuyor. | Open Subtitles | ولكن هذا الشريط عبارة فقط عن والدك يجلس علي مكتبة |
Clark, o kasette olmaması gereken bir şey yoktu değil mi? | Open Subtitles | كلارك، وليس هناك أي شيء على أن الشريط الذي لا ينبغي أن يكون هناك، وهناك؟ |
Eğer kasette kayıtlıysa benim söylediklerimdir. | Open Subtitles | لو انك حصلت عليه على شريط اذن هذا ما كنت أقوله |
Bana kasette kongreyle ilgili bilgiler var demişlerdi. | Open Subtitles | قيل لى بأن ذلك الشريط كلن عن الإجتماع الطبى |
Bu kasette, D.E.A takımımız onu köşeye sıkıştırdığını zannetti... ama bu bir tuzaktı. | Open Subtitles | في هذا الشريط يتوقع فريق المكافحة أنه أحاط به لقد كان فخاً |
İşte kasette bu var. | Open Subtitles | تباً لهذا، لنرى ما لديك حقيقة في هذا الشريط |
kasette tünelden bahsediyor. | Open Subtitles | أعني كله في الشريط ما يقال عن ذلك النفق ؟ |
kasette bana bir şey duyup duymadığımı sormuştun. - Evet. | Open Subtitles | هل تعلم عندما قلت لي على الشريط اذا كنت قد سمعت شئ |
kasette kaydınız var Carla'nın katiliyle birlikte. | Open Subtitles | أنت موجود عندي علي الشريط . . مَع قاتلِ كارلا |
NBC televizyonundan aldigimiz kasette de goreceksiniz zaten. | Open Subtitles | كما سوف ترون في هذا الشريط حصلنا من الإن بي سي هذه المقابلة |
Ümit ediyorum, bu kasette neler olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | مولدر، أئتمن بأنّك ستكون قادر للفهم الذي على هذا الشريط. |
kasette karımla polis arasında başka kimse yok. | Open Subtitles | هناك أنا. لا أحد ما عدا ذلك على الشريط بين زوجتي والشرطة. |
kasette Anna var. Şu odada duruyor. | Open Subtitles | أنّا في هذا الشريط كانت في نفس هذه الغرفة |
kasette Anna var. Şu odada duruyor. | Open Subtitles | آنا , موجودة على الشريط هنا في هذه الغرفة |
Biliyorum, yetki bölgenizin dışında kalıyor ama kasette sizin adınız vardı. | Open Subtitles | أعلم أن هذا خارج نطاقكم القضائي لكن اسمك على الشريط |
Kimse beni görmedi. kasette bile zorla görülüyor. | Open Subtitles | لم يرني احد، بالكاد يستطيعون رايتي على الشريط |
kasette merhumu rahatsız ediyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، أنت على شريط الفديو مقاطعة الميّت. |
Bu kasette Bayan Clarkson'ın kışkırtmasına yer verilmemiş. | Open Subtitles | الذي ذلك الشريطِ لا يَعْكسُ الإستفزاز مِن قِبل السّيدةِ كلاركسون. |
kasette vardı unutma | Open Subtitles | إنها الفتاة التالية بالشريط تذكر, |
Avukat bulsanız iyi olur. kasette silahlı kimse görünmüyor. | Open Subtitles | يفضل أن تتصل بالمحامى الخاص بك الأشرطة لا تظهر أحدا يطلق النار عليك |