Depodan kastım boş olduğundan emin olduğum bir su deposuydu. | Open Subtitles | وأعني بالقبو خزان المياه. لقد كان خاليا من المياه. |
Kısraktan kastım at tabii ki, kızınız değil. | Open Subtitles | وأعني بالمهرة الحصان بالطبع وليس ابنتكما |
İşte aşktan kastım bu. | Open Subtitles | هذا ما قصدته بالرومانسية |
"İyi misin?" den kastım. | Open Subtitles | ما قصدته بسؤالي هو |
Kiliseye giderlerden kastım, birbirleri için birçok şeyi herhangi bir karşılıksız yaparlar. | TED | يذهبون إلى الكنيسة، وأقصد بذلك، فإنهم يقومون بالكثير من الاشياء بدون مقابل لبعضهم البعض. |
Tabii iyi vakit geçirmekten kastım, | Open Subtitles | واقصد بعبارة وقت ممتع |
İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. | TED | بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة. |
Bundan kastım şudur ki hadi bu yarışta nerede olduğumuzu belirleyelim askeri gücümüz nedir bilelim ve bu konuda neler yapacağımıza bir karar verelim. | Open Subtitles | وأعني بذلك أن دعونا نعلم بالضبط ما هو موقعنا من هذا السباق ،ومن هذا النموذج من التسلح ولنرى بالضبط ما الذي نحن بصدد القيام به حيال ذلك |
Tutuklama raporunu tamamlamalıyız ve bundan kastım evrak işi özel bir ana çevireceğim kutlama içkisi anlarından biri değil. | Open Subtitles | حسناً ، ينبغي علينا الإنتهاء من تقرير الإعتقال وأعني بذلك أوراق العمل ليس بعضاً من كؤوس الشراب الإحتفالية التي ستُحولها فيما بعد إلى لحظة |
Fakat ondan dah iyi olan şey, gerçekten onları nasıl onaracağımızı biliyoruz Fareler içinde, prensipli bir şekilde – ve prensipten kastım, 10 yıllık sürede bu onarımları gerçekten sağlayabiliriz. | TED | والأفضل من ذلك، فنحن نعرف كيف نصلح جميع هذه الأشياء... في الفئران... نظريّاً... وأعني نظريّاً، بأنّنا يمكن أن نبدأ بتطبيق هذه النّظريّات خلال العقد القادم... |
"Yere çalmaktan" da kastım "eşek sudan gelinceye kadar" dövmek. | Open Subtitles | وأعني بـ"هزيمتهن" أي "ضربهن إلى حاجز". |
"Herkes"ten kastım siktir edilecekler. | Open Subtitles | وأعني أيّ شخص .. |
Önemli kişilerden kastım benim. | Open Subtitles | وأعني بذلك نفسي.. |
"İyi misin?" den kastım. | Open Subtitles | ما قصدته بسؤالي هو |
Teddy amca müzikten kastım, bu değil. | Open Subtitles | حينما قلتُ موسيقى يا عم (تيدي)، فليس هذا ما قصدته. |
- Zaten "ben"den kastım oydu: | Open Subtitles | وهو ما قصدته من , من "الحسنة" : |
İlişkiden kastım zaten buydu. | Open Subtitles | ذلك كل ما قصدته بـ"علاقة" |
Evet, "balyozu bırakmak" tan kastım da buydu zaten. | Open Subtitles | "هدا ما قصدته ب"سأسقط المطرقة |
"Satın almaktan kastım, çalmak zorunda kaldım. "Umarım tatilde iyi eğleniyorsundur. | Open Subtitles | "وأقصد بكلمة الشراء، السرقة، أتمنّى لك الاستمتاع في رحلتي" |
Fakirden kastım sağlık için devlet yardımı alanlar. | TED | وأقصد بالفقراء جميع المدرَجين في برنامج (ميديكيد). |
Meseleden kastım, özel yerim. | Open Subtitles | وأقصد بها أمرا خاص بي |
Ayrıca "beleş yemek"ten kastım, cinsel birleşme. | Open Subtitles | واقصد بوجبة مجانية اقصد "الجنس" |
tanımdan kastım sizin cinsel yöneliminiz. | TED | وعندما أتحدث عن التحديد أقصد توجهك الجنسيّ |