Buna ruh çizgisi adı verilir, dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için, aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur. | TED | إنه ما ما يطلق عليه خط الروح، خطأ متعمد في القالب يعطي الحائك أو الصانع مخرجاً، بل أيضاً سبباً للاستمرار بالصناعة. |
Bir kere çarpmak, kaza olabilirdi ama onu iki kere ezmek, kasti görünüyor. | Open Subtitles | صدمها مرة واحدة قد يكون كذلك لكن مرتين يبدو متعمد |
Başarılı olurlarsa, kimse kasti olduğundan şüphelenmeyecektir. | Open Subtitles | إذا نجحوا لا أحد سيشك أنه كان متعمداً |
Bunu kasti olarak, bana tuzak kurmak için yaptığını düşünmüştüm. Sana dönmeyeceğimden emin olmak için. | Open Subtitles | واعتقدت أنها فعلت هذا عمداً كي تقع بي وتتأكد من أنني لن أعود إليك |
Ki bu davranışlar ya o ilaçların kullanımından oluyor ya da daha kötüsü olarak adaleti kasti olarak engelleme girişiminde bulunuyor. | Open Subtitles | وهو السلوك الناتج عن تناول الادوية وما أسوأ من ذلك هو محاولة متعمدة لعرقلة القانون. |
kasti olarak yapmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة من أنه لا يفعل ذلك عن عمد |
Görünen o ki soruşturmamı kesmem için benimle kasti olarak uğraşıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم قاموا بالعبث معي عمدًا .لأنني رفضتُ إيقاف التحقيق |
Bu patlama kasti yapıldıysa, sorumlular mutlaka cezalandırılacaktır. | Open Subtitles | و إذا كان هذا متعمّد فهذه جريمة بدون سوابق |
Bir kere çarpmak, kaza olabilirdi ama onu iki kere ezmek, kasti görünüyor. | Open Subtitles | صدمها مرة واحدة قد يكون كذلك لكن مرتين يبدو متعمد |
Enjeksiyon izleri, açık yaralar kasti yapılmışa benzeyen şeyler arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن اثار حقن، جروح وخز، أي شيء يشبه قطع متعمد. |
Tüm kanıtlar; Rusya SVR'sinden kasti bir saldırı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | "من وزارة العدل، جميع الأدلة تشير إلى إعتداء متعمد ومصدق" |
Hayır, beni öldürmezsin sen. kasti cinayet olur bu çünkü. | Open Subtitles | كلا، أنت لن تقتلني هذا سيكون قتل متعمد |
Bu, kasti yapılmış. | Open Subtitles | هذا كان متعمداً |
Yüzünü kasti olarak gizliyor. | Open Subtitles | اخفى وجهه متعمداً. |
Tabi eğer kasti bir eylem değilse. | Open Subtitles | إلا إذا كان فعلاً متعمداً |
kasti olarak bir polis memurunun cesedi için yanlış tespitte bulundun. Kimlik tespit edebilmek için çok korkunç bir durumdu ama. | Open Subtitles | لقد أخطأت عمداً في التعرف على جثة ضابطة شرطة. لقد كانت حالة فظيعة للخطأ في التعريف. |
- Kötü adamımız bir çocuğu hasta etti ve ebeveynlerinin de kasti olduğunu bilmesini sağladı. | Open Subtitles | جعل شريرنا أطفالا مرضى وتأكد من أن يعلم الأباء أنّه ذلك تم عمداً. |
Bu yayın yasağının kasti olarak ihlali ve savcılığın müvekkilime teklif ettiği anlaşmanın kasti bozulmasıdır. | Open Subtitles | إنه إنتهاك صارخ لأمر منع النشر ومحاولة متعمدة لتخريب إتفاق الإقرار بالذنب الذي عرضه المُدعي العام على موكلي |
Araştırmasında bu cinayetlerin aslında kasti olduğunu ortaya koydu. Beyazlarla rekabet eden siyahileri kontrol edip cezalandırmak için taktikti. | TED | من خلال بحثها، أظهرت ويلز أن جرائم القتل تلك كانت متعمدة بالفعل، وأساليب وحشية بهدف فرض السيطرة أو العقاب على السود الذين نافسوا البيض. |
Beni kasti olarak tuttuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك تجعلني معلّقة عن عمد. |
kasti düşürdüğünden eminim. | Open Subtitles | واثق بأنه أسقطها هنا عمدًا. |
İşte bu kasti olmalı ve kötü bir şey. | Open Subtitles | و الآن لابدّ من أنّ هذا أمرٌ متعمّد و تصرّف شرير |
Eğer bu doğruysa bir kurumdan diğerine kasti savaş girişimi olarak görülebilir, bazıları tarafından. | Open Subtitles | لو صحَّ ذلك، لاعتبره أحدهم مَثارًا متعمدًا للحرب من شركة ضد أخرى. |