Yerde sürünerek pamuk topluyordum, katır gibi saban sürüyordum, komşularımın yardımıyla geçiniyordum. | Open Subtitles | أزحف وألتقط القطن، كالبغل الذي يحرث الأرض، وأعيش على صدقة الجيران المريرة. |
Boğa gibi çeker, katır gibi taşır. | Open Subtitles | يجر كالثور و يحمل كالبغل |
- İtiraf etmeliyim, çocuk katır gibi tepti. | Open Subtitles | إنه يركل كالبغل |
Bu benim kızım Sarina. Gençtir ve katır gibi çalışır. | Open Subtitles | هذه ابنتي سارينا إنها شابة، وتعمل مثل البغل |
Seninle tanışmış tanışalı ilk defa bir katır gibi osurdun... | Open Subtitles | .... أنت تخرجين ريحا مثل البغل منذ أن قابلتــ |
Bütün gün köle bir katır gibi çalış. | Open Subtitles | . أعمل طوال النهار مثل البغل |
Başım öndeydi Al, katır gibi papazı sürüklüyordum. | Open Subtitles | - كنت مطأطىء الرأس يا (آل) - وأنا أجر المحترم كالبغل |
Zehir gibi akıllı katır gibi inatçı. | Open Subtitles | كالسوط حادة كالبغل عنيدة |
katır gibi inatçısın. | Open Subtitles | أنت عنيدٌ كالبغل. |
katır gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر وكأنني كالبغل |
Jimmy gibi, katır gibi inatçı. | Open Subtitles | عنيد كالبغل مثل "جيمي" |
katır gibi tepiyor. | Open Subtitles | يَرْفسُ مثل البغل |
Bir katır gibi elleri ve ayaklarını bağlarız. | Open Subtitles | أربط يده بقدميه مثل البغل |
katır gibi tepineceğim şimdi! | Open Subtitles | هنالك ركلة مثل البغل |