İlk vazodaki tüm boncukların katmanı kusursuz, her renk yerli yerinde. | Open Subtitles | طبقات الحبوب فى الزهرية الاولى الطبقات مثالية، كل لون فى مكانه |
Bu deri parçası yalnızca yedi doku katmanı kalınlığında ve gördüğünüz gibi, neredeyse şeffaf . | TED | هذه القطعة من الجلد هي نسيج سمكه مكوّن من سبع طبقات تقريباً وكما ترون، شفاف تقريباً |
Oysaki o cips paketinin bu tür işlevleri gerçekleştirebilmek için yedi farklı katmanı var. | TED | في حين أن حقيبة رقاقة البطاطس تحتاج إلى حوالي سبع طبقات للقيام بكل تلك الأمور. |
Sanırsın hastalıklı derinin üst katmanı tamamen vücuttan sökülmüş ve altında kalan bölge de bir tür merhem ile tedavi edilmiş. | Open Subtitles | لن يلومني أحد إذا فكرت أن الطبقة العلوية الكاملة للجلد المصاب قد نزعت والطبقة التي تحتها عولجت بمرهم من نوع ما |
Bu bakteriler ayrıca mercanın koruyucu katmanı da olan mukus katmanında bulunuyorlar. | TED | وهذه البكتيريا تكمن في الطبقة المخاطية، وهي أيضاً جُزء من طبقة المشعاب المرجانية الواقية. |
Yaptığımız şey, insanlarda, hepimizin uzun kemiklerinin etrafını saran bir kök hücre katmanı vardır. | TED | لذلك ما نقوم به هو، عند الإنسان، لدينا جميعاً طبقة من الخلايا الجذعية تقع إلى الخارج من العظام الطويلة. |
Fakat aslında burada dört ayrı katman var. Hanginizin bu dört katmanı göreceğini merak ediyorum, özellikle de böyle birbiri içine girmiş ve öğrenciye tek seferde sunulmuşken bunun öğrenciyi nasıl sabırsızca problem çözmeye ittiğini görebilecek misiniz. | TED | ولكن ما لدينا هنا هو حقيقة أربع طبقات منفصلة وأنا أفكر حقيقة من منكم يمكنه أن يرى الطبقات الأربع وخاصة كيف حينما يتم ضغطها سويًا ويتم تقديمها للطلاب دفعة واحدة كيف يخلق هذا الحل غير الصبور للمشكلات |
İyileşmek için daha iyi. Daha az dış altderi katmanı kaybediyorsun. | Open Subtitles | إنه طريقة أفضل للإلتئام أقلّ ضغط على طبقات الجلد الخارجيّة |
Her elbisenin ısı ve oturuşu düzenlemek için jel dolgulu katmanı var. | Open Subtitles | كل بدله بها طبقات سائلة للحفاظ على الضغط و الحرارة |
Onca yıldan sonra hâlâ soymadığın soğan katmanı var. | Open Subtitles | وبعد كل هذه السنوات مازال هناك طبقات بصل لم تقشر |
ve 4 adet pleksiglas katmanı var. | TED | و تضم أربع طبقات من الزجاج الشبكي. |
Altı katmanı var -- üç kat plastik, alüminyum -- birbirine yapışık. | TED | هناك ستة طبقات -- ثلاث طبقات من البلاستيك والألمنيوم -- والتي تم ختمها مع بعضها البعض. |
Ancak yüzyıllar içinde, bu nesnel gerçekliğin üzerine kurgulanmış ikinci bir gerçeklik katmanı inşa ettik. Uluslar, tanrılar, para, kuruluşlar gibi kurgulanmış unsurlardan oluşmuş bir gerçeklik. | TED | ولكن بمرور العصور، قمنا ببناء طبقةٍ ثانيةٍ من الواقع الخيالي، فوق الطبقة الأولى وهي الواقع الموضوعي واقعٌ عناصره هي كينوناتٌ خيالية، مثل الأمم، الآلهة، المال، والشركات. |
Yani basitliğin ikinci katmanı transistör ve internetti. | TED | إذاً، الطبقة الثانية من البساطة شملت كلاً من الترانزستر و الإنترنت. |
İnsan derisinin dış katmanı... yassı ve pullu epitel hücrelerden oluşur. | Open Subtitles | رقم تتكون الطبقة الخارجية من البشرة البشرية فقط من الخلايا الظهارية الحرشفية بالارض. |
İkinci katmanı belirlemek için elektron yakalayan bir detektör kullanmam gerekti. | Open Subtitles | الطبقة الثانية - اضطررت لأخذ لقطات بواسطة جهاز كاشف للتعرف عليها |
Bu kaya katmanı alçaldıkça ısınıyor ve eriyip karbondioksit açığa çıkarıyor. | Open Subtitles | بينما تهبط، تُحمّى هذه الطبقة الصخرية فتنصهر الصخور، محررةً ثاني أكسيد الكربون. |
Oluşması binlerce yıl alan, toprağın en verimli katmanı olan humus erozyonla birlikte yok olup gidiyor. | Open Subtitles | بسبب التعرية فإن الطبقة الرقيقة من التربة اللتي اسغرق تكوينها آلاف السنوات بدأت هي الاخرى بالزوال |
Bir dış uzay katmanı var karadelik ve uydulara sahip araştırma uyduları ve meteor madenciliği dahil. | TED | تمثل أحد الطبقات الفضاء الخارجي فيه ثقب سوداء و أقمار إصطناعية و أقمار إصطناعية مخصصة للبحث العلمي و تعدين الكويكبات. |
Aslında yaptığım doğayı örnek almaktı, ve doğa monokültürü bilmez, ama doğal bir ormanın birden fazla katmanı vardır. | TED | ما فعلته كان فقط أنى تابعت الطبيعة، والطبيعة لا تعرف الزراعات الأحادية، ولكن الغابات الطبيعية متعددة الطبقات. |
Bunların yaptığı şey, gidip regolit katmanı üzerine kurulmak ve sonrasında orayı ısıtmak, katman-katman kubbe yapısını yaratıyorlar. | TED | ما يفعلونه هو الذهاب والجلوس على طبقة من الثرى ثم تسخينها، وإنشاء هذا الهيكل المقبب طبقة بطبقة. |
Güçlü mine katmanı sadece ön yüzeyde bulunuyor. | Open Subtitles | أن لديهم طبقة من المينا القوية ولكنها فقط على السطح الأمامى |