ويكيبيديا

    "kattım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أضفت
        
    • وضعتُ
        
    Yemeğine kokusuz,tadı olmayan zehir kattım, yaptığım bu zehir seni sonsuza kadar hıçkırtacak! Open Subtitles لقد أضفت للطعام سم عديم الطعم و الرائحة ، و سيصيبك بوفاق للأبد
    Kahvene öyle bir şey kattım ki hiç hoşuna gideceğini sanmam. Open Subtitles لقد أضفت شيء ما لقهوتك لاأعتقد أنك سوف تحبها
    Onu ben yapmadım, tekrar programladım ve biraz da hareket kattım. Open Subtitles لم أقم ببناءه، أعدت برمجته و أضفت له بعض الحيوية
    Kahvesinin içine bir damla boya incelticisi kattım. Open Subtitles لقد وضعتُ قطرةً واحدة من مزيل الطلاء في قهوته
    Sevdiğiniz gibi içine süt kattım. Open Subtitles وضعتُ حليباً بداخلها بنفس الطريقة التي تحبها
    Beni rahatsız ediyordu, ben de çayına biraz ağrı kesici kattım. Open Subtitles لقد كان يترجنى، لذا أضفت فى شايه المخدر دواء مسكن
    Yeniden yazarken kendimden de biraz kattım. Open Subtitles أضفت الكلام على لساني عندما أعدت كتابتها
    İçine biraz alkol kattım. İhtiyacın varmış gibi görünüyor. Open Subtitles أضفت القليل من الكحول تبدين في أمس الحاجة
    Tat versin diye sosa biraz baharat kattım, süslü ve diri görünsün diye de biraz kişniş. Open Subtitles لقد أضفت بعض التوابل من أجل النكهة الى الصلصة، والكزبرة للتزيين والنضارة.
    Yeniden yazarken kendimden de biraz kattım. Open Subtitles أضفت مني القليل عندما أعدت طباعتها
    Seni geri getirmek için yaptığım büyüye fazladan bir şey kattım. Open Subtitles أضفت شيئًا مزيدًا للتعويذة التي أعادتك
    Birazcık RB de kattım içinde, fark ettin mi? Open Subtitles أضفت لها بعض موسيقا الـ"ريثم اند بلوز"، ألاحظتِ ذلك؟
    Bu eser, arkadaşlarımı kavanozların içinde abideleştiriyor ve onlar sahiden hareket ediyorlar. (Gülüşmeler) Bana ilgi çekici gözüktü, ama özel bir insan unsuru eksikti. (Gülüşmeler) Bu bir dijital heykel, bu yüzden bir etkileşim sistemi eklemek istedim. Yakınlık sensörü kattım ve böylece kavanozlardaki insanlara yaklaştığınızda size farklı şekillerde tepki vereceklerdi. TED لذلك هذا القطعة تحيي ذكرى أصدقائي في هذه الجرار، ويتحركون حولها في الواقع. (ضحك) لذا، هذا مثير للاهتمام بالنسبة لي، لكنها تفتقر إلى عنصر بشري معين. (ضحك) إنها منحوتة رقمية، لذا كنت أريد أن أضيف لها نظام تفاعل. لذا كان ما فعلته، هو أنني أضفت جهاز استشعار عن قرب، بحيث أنك عندما تتقرب من الناس في الجرار، ستكون ردود أفعالهم إليك بطرق مختلفة.
    Bence içme. İçine mine çiçeği kattım. Open Subtitles قدّ وضعتُ بهِ عشبة رعي الحمام.
    Hem kalbimi hem de ruhumu kattım içine. Open Subtitles لقد وضعتُ قلبي وروحي بداخله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد