Ama o çiçek, sadece çok yüksek bir kayalığın ucunda yetişir. | Open Subtitles | ولكن هذه الزهرة فقط تنمو على حافة جرف عالى جدا |
İsviçre'deki bu kayalığın yüzeyinde bir seri dev oyuk ve kanal yapılmış. | Open Subtitles | هذه واجه جرف في سويسرا منحوتة بــسلسلة من الحفر والأخاديد الضخمة |
- Bu kayalığın arkası uçurum. - Üstüne gitme Buffy. | Open Subtitles | يوجد جرف من الصخور اعطيه فرصة يا بافي |
Bu koca kayalığın dengesizliği ve her an yeniden kayarak çocuğun altında kalabilme ihtimali de cabası. | Open Subtitles | لا يُساعد كون هذا الجُرف كلّه غير مُستقر، ويُمكن أن ينزلق في أيّ وقتٍ ويدفنه. |
Yoksa da öldürecektik, fark etmiyordu. Bir kayalığın kenarına mevzilenmişlerdi. | Open Subtitles | أو الموت، لا يهم لقد كانوا على حافة جرف |