Deniz iguanaları gibi onlar da gereken enerjiyi sıcak kayaların üzerinde güneşlenerek edinir. | Open Subtitles | إنهم مثل الإيجـوانات البحـريه يحصلون تقريباً على ما يحتاجونه بالتشمّس على الصخور الدافئه |
kayaların üzerinde hiç izlerini bulamadık. | Open Subtitles | .لم نعثر على أي أثر لهم على الصخور .اممم |
Saçmalık. Kampları bok götürür. kayaların üzerinde uyursun. | Open Subtitles | مواقع التخييم قذرة و أنا لا أحب ان أنام على الصخور |
O zaman kayaların üzerinde belirirler ve güneşlenirler. | Open Subtitles | ومن ثم يتمددوا على الصخور يمتصوا الشمس. مثلي. |
kayaların üzerinde güneşlenmeleri ya da plajda tuhaf bir şekilde badi badi yürümeleriyle bu hareketsiz memelileri deniz aslanlarından çok ev kedileri olarak görmek daha kolay. | TED | عند تشمسها على الصخور أو زحفها بغرابة على الشاطئ، يسهل التفكير في هذه الثدييات شحيحة الحركة باعتبارها قطط البحر المستأنسة، بدلًا من أسود البحر. |
- Bizi kayaların üzerinde izleyemezler. | Open Subtitles | لا يمكنهما إقتفاء أثرنا على الصخور |
Kurban, New River Gorge Köprüsü'nün altındaki kayaların üzerinde bulundu. | Open Subtitles | وُجد الضحية على الصخور أسفل جسر (نيو ريفر جورج). |
Orada ilk kulaçtan önce, o gerçeküstü anda ufuğa bakarken, Hemingway Marinası'ndaki kayaların üzerinde, Küba bayrağı üzerimizde dalgalanıyor, ekibim teknelerinde elleri havada "Buradayız, senin için buradayız." | TED | وكأننا نبحث، عن لحظة سيريالية قبل السكتة الدماغية الأولى، نقف على الصخور في مارينا همنغواي، والعلم الكوبي يرفرف في الأعلى، كل الفريق جاهز في مراكبهم، كل الأيادي في الأعلى، "نحن هنا، نحن هنا من أجلك،" |