Anlayacağınız, üst üste tekrarlayan kulak enfeksiyonu duyma kaybıyla sonuçlanmış. | TED | وكما هو متوقع، فقد أفرزت عدة التهابات عن فقدان السمع. |
Küresel Hastalık Yükü Projesi, dünya çapında duyma kaybıyla yaşayan 1,1 milyar insan olduğunu tahmin ediyor. | TED | يقدر مشروع عبء المرض العالمي أن هناك 1,1 مليار شخص يعانون من فقدان السمع في العالم. |
Farklı insanlar kontrol kaybıyla nasıl baş edecek? | TED | كيف سيجابه الأشخاص المختلفون فقدان السيطرة هذا؟ |
Bay Harris hastaneye kaldırıldı ve birkaç saat sonra geçici hafıza kaybıyla uyandı. | Open Subtitles | أُخذ السيد هاريس إلى المستشفى واستيقظ بعد عدة ساعات بفقدان ذاكرة قصير الأجل |
Ani stres bu bir sorun değil, ama uyku kaybıyla ilişkili sürekli stres bir sorundur. | TED | حتى إذا كنت مجهدا بشكل شديد، فإن ذلك ليس مشكلا كبيرا، ولكن الإجهاد المستمر المرتبط بفقدان النوم هو المشكلة. |
Vücudu yağ kaybıyla şoka girmiş. Polise hiçbir şey söylememiş. | Open Subtitles | دخل جسمة في حالة من فقدان الدهون لم يخبر الشرطة بشئ |
Ayrıca bazı bölgelerde bilinç kaybıyla ilgili raporlar da vardı. | Open Subtitles | .سقطت الغربان من السماء كان هناك تقارير قصصية عن فقدان هائل للوعي |
Bunu fark ettiğimiz anda bilinç kaybıyla olan ilişkisi düşündüğümüzden daha derin hale geldi. | Open Subtitles | فورَ إدراكنا أنّ تورّطه في فقدان الوعي كان أعمقَ ممّا ظننا |
Bu kazanın can kaybıyla sonuçlandığını size bildirmem gerekiyor. | Open Subtitles | مطلوب مني أن أعلمك أن الحادث أدى إلى فقدان حياة |
Burada yazana göre, hafıza kaybıyla kol ve bacaklarınızda titreme varmış. | Open Subtitles | مذكور هُنا أنّك تُعاني من فقدان الذّاكرة وهّزاتٍ في أطرافك. |
Ağırbaşlılığınızı yitirmeden dostlarınızın kaybıyla nasıl başa çıkarsınız? | Open Subtitles | كيف تتعامل مع فقدان صديق دون ان تفقد عقلك؟ |
Üniversite yıllarında derslerimden birinde bellek kaybıyla ilgili her şeyi öğrenmiştim. | Open Subtitles | أثناء دراستي الجامعية، تعلمت كل شيء عن فقدان الذاكرة في إحدى المواد. |
Yani uyku kaybıyla ilgili bir sürü şey var. Bunlar, bir çok insanın uyku kaybının bulunduğunu bulunduğunu sandığı bozuk bir beyinden çok daha fazlası. | TED | وبالتالي فهناك مجموعة كاملة من الأشياء المرتبطة بفقدان النوم والتي هي أقل من مجرد كون الدماغ يضعف، وهو ما أظن أن معظم الناس يعتقدون أن فقدان النوم يسببه. |
Bunun çoğu nöronlar arasındaki sinaptik bağlantıların kaybıyla ve beynimizin konsantrasyon, karar alma, yargılama ve sosyal iletişim gibi davranışlarımızı idare eden prefrontal kortekste küçülme ile sonuçlanır. | TED | تسبب النسب المرتفعة فقدان الصلات المشبكية بين العصبونات، وتقليص قشرة فصك الجبهي وهي قسم الدماغ الذي ينظم بعض التصرفات كالتركيز واتخاذ القرارات وإصدار الأحكام والتفاعل الإجتماعي، |
Geçen sefer bana geldiğinde bu, annenin kaybıyla başa çıkamadığın içindi. | Open Subtitles | لقداتيتلى اخرمرة ... لانك لم تتحمل فقدان امك. |
Ellerinin uyuştuğunu söyledi, ama bu kan kaybıyla açıklanıyor. | Open Subtitles | لقد قال أنه يشعر بخدر في يديه لكنّ هذا يمكن تفسيره بفقدان الدم |
Bu adamın bir şekilde bilinç kaybıyla ilintili olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن لهذا الرجل صلة بفقدان الوعي بطريقة ما |
Yatak odanızdaki aynaya bir formül yazmıştım ve sanıyorum bu bir şekilde küresel bilinç kaybıyla ilintili ama tamamını göremedim. | Open Subtitles | كتبتُ معادلة على مرآة غرفة نومك، و أظنها بطريقة ما لها علاقة بفقدان الوعي |
Öngöründe tam olarak ne gördüğünü bilmem gerek. Yatak odasındaki aynaya bir formül yazmıştım ve bunun bir şekilde küresel bilinç kaybıyla ilintili olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد كتبتُ معادلة على مرآة غرفة نومك و أعتقد أنها بطريقة ما ذات علاقة بفقدان الوعي |
Kan kaybıyla veya cesedin bırakıldığı yerle ilgisi olamaz. | Open Subtitles | بالتأكيد ذلك ليس له علاقة بفقدان الدم أو وضع الجثة |