Gerçekten. Mikrofonun başına geç. Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | كلا , حقا , تعال لتغني على الميكرفون ليس لديك ما تخسره |
Biliyor musun, senin Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | هل تعرف ماذا؟ ليس لديك ما تخسره. |
Kaybedecek bir şeyin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك ما تخسره. |
Nasılsa Kaybedecek bir şeyin yok. Kazanan her kim olursa sadece alkışlayalım. | Open Subtitles | ليس لديك ما تخسرين بالتالى من يخسر يصفق |
Yapamayacağını biliyordum Kaybedecek bir şeyin olmasa bile. | Open Subtitles | علمت انك لن تفعلها حتى انه ليس لديك شيء لتخسره |
- Kaybedecek bir şeyin yok ki. | Open Subtitles | - ليس لديك ما تخسره - هيا اذهب |
Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما تخسره |
Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما تخسره. |
Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما تخسره |
Öyleyse Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | حسنٌ، ليس لديك ما تخسره |
Kaybedecek bir şeyin yok, Karrer. | Open Subtitles | (ليس لديك ما تخسره يا (كارير |
Senin Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما تخسرين |
İlk defa Kaybedecek bir şeyin var. | Open Subtitles | للمرة الأولى على الإطلاق، لديك شيء لتخسره. |
Senin Kaybedecek bir şeyin olmayabilir. | Open Subtitles | ربما لا يكون لديك شيء لتخسره لكن أنا لدي مستقبل مخطط له، |