Kaybolmadan önce klüp sahibi adamla bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل الذي عقد صفقة مع مالك النادي قبل أن تختفي |
Ortadan Kaybolmadan önce, onu bulmamız için bu tek şansımız. | Open Subtitles | إنها الفرصة الوحيدة لإيجاده قبل أن يختفي للأبد |
O diyor ki, vizyonundaki kolye Kanaan Kaybolmadan önce ona verdiği kolyeymiş. | Open Subtitles | لقد قالت أن القلادة التي رأتها نفس القلادة التي أهدتها له قبل إختفائه. |
Ortadan Kaybolmadan önce ona neler olduğuna dair her şey işimize yarar. | Open Subtitles | أيّ شيءٍ يُمكن أن يُساعدنا على إكتشاف ما حدث له قبل اختفائه. |
Bu halin Pussy Kaybolmadan önce başladı. | Open Subtitles | هذا التراجع بدأ منذ فترة طويلة قبل اختفاء بوسي |
Andy Kaybolmadan önce çocuktan toplam 4 arama geldiğini söylemişsiniz. | Open Subtitles | قلت ان هناك 4 مكالمات بالإجمال من الفتى قبل إختفاء آندي |
İfadede, sen Kaybolmadan önce istifa mektubu bıraktığını söylemiş. | Open Subtitles | لقد قيل في البيان بأنك تركت ورقة الأستقالة قبل أن تختفي |
Ortadan Kaybolmadan önce Miriam dosyasında danışmanlık yaptığımdan beri hayır. | Open Subtitles | ليس منذ ان تمت استشارتي في القضية مع ميريام قبل أن تختفي |
Carly Kirk'ü Kaybolmadan önce gören son kişi sizsiniz. | Open Subtitles | كان آخر شخص شاهد الفتاة القاصر قبل أن تختفي |
Evet, Kaybolmadan önce, biri tekerleklerini patlatmıştı. | Open Subtitles | أجل, أحد ما قد مزق الإطارات قبل أن يختفي بقليل |
Ortadan Kaybolmadan önce bir sığınma evinde zaman geçirmiş. | Open Subtitles | قضى فترة علاج في إحدى مراكز إعادة التأهيل قبل أن يختفي |
Tekrar ortadan Kaybolmadan önce onu tanık olarak mahkemeye çağırmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | أقترح أن تقوم باستدعائه كشاهد عدائي قبل أن يختفي مجدداً. |
O Kaybolmadan önce yapacak bir işimiz vardı... | Open Subtitles | يجب علينا القيام بهذه المهمة قبل إختفائه |
İfadenizde Ajan Mulder'ın Kaybolmadan önce FBI tarafından tehdit edildiğini düşündüğünüzü söylemişsiniz. | Open Subtitles | في بيانك، قلت قبل إختفائه... ... الوكيلمولدرشعر مهدّد بمكتب التحقيقات الفدرالي. |
Nicholas'ı Kaybolmadan önce tanıyan insanlarla karşılaştık. | Open Subtitles | قابلنا بعض الناس الذي عرفوا "نيكولاس" قبل إختفائه |
Hotch her kurbanın Kaybolmadan önce bir kayıp yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | هوتش أعلمني للتو ان كل من الضحايا عانى من خسارة قبل اختفائه |
Kaybolmadan önce ofisinizi ziyaret ettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم بأنه قد زار مكتبك قبل اختفائه بأيام قليلة |
Ancak çocuk Kaybolmadan önce, Nessa Stein'a tarafınızdan yapılan ziyaretten haberdarım. | Open Subtitles | لكني على علم بزيارتك لنيسا شتاين قبل اختفاء الصبي |
O silah karım Kaybolmadan önce evimden çalındı. | Open Subtitles | ذلك المسدس سُرق من منزلي قبل إختفاء زوجتي. |
Kaybolmadan önce bana bir zarf bıraktılar zarf da oldukça kalındı. | Open Subtitles | قبل أن يختفوا أعطوني مظروفاً مع هدية غاية في الجمال بداخله |
Kaybolmadan önce alkollü araç kullanmaktan tutuklanmış. | Open Subtitles | و قبل إختفائها أعتقلت بسبب السياقة تحت تأثير السكر |
Onu, yıldızların üçü de Kaybolmadan önce uyandıramazsak hiç uyandıramayabiliriz. | Open Subtitles | لو لم نستطيع ايقاظه قبل ان تختفي النجوم الثلاث قد لا نقدر علي ايقاظه ابداً. |
Bilmem. Ardında iz bırakmaksızın Kaybolmadan önce, örnek bir mahkumdu. | Open Subtitles | لا فكرة، فقد كان سجيناً مثالياً حتى اختفى بدون أثر. |