Bak, neler yaşadığımı anladığın için çok memnunum, ama endişelerini, kaygılarını, kabul ettiğin için kolayca harcama. | Open Subtitles | إسمَع، أنا سعيدَة أنكَ تفهمّت ما أمرُ بِه لكن قلقك مخاوفك |
Sevgili Sarah, yeni babanı keşfetmene dair bir belgesel hazırlarken, ...bunun senin üzerindeki gerçek etkilerine dair derin kaygılarını savuşturabiliyor musun acaba? | Open Subtitles | عندما تقومين بعمل فيلم وثائقي عن إكتشافك الخاص لأبً جديد, هل ستقومين به من أجل تجنب مخاوفك العميقة من تبعات ذلك التأثير الحقيقي عليكِ؟ |
Bu kaygılarını giderdi mi? | Open Subtitles | هل يجيب هذا على مخاوفك ؟ |
Herkesin kaygılarını dile getirdiği ve dinlendiği. | Open Subtitles | لكي يحكي لنا كل شخص همومه و.. ونستمع له. |
Herkesin kaygılarını dile getirdiği ve dinlendiği. | Open Subtitles | لكي يحكي لنا كل شخص همومه و.. ونستمع له. |
Sadece birkaç arkadaş diğeri için kaygılarını dile getiriyor. | Open Subtitles | فقط بعض الأصدقاء يعربون عن قلقهم بشأن الآخرين. |
kaygılarını açıkça söyle. | Open Subtitles | يكون معيّن حول مخاوفك. |
Bütün kaygılarını gayet net bir şekilde duydum. | Open Subtitles | أسمع كل مخاوفك بشكل تام وواضح |
Birkaç hastam içinde katil olan hastaneye girme konusunda kaygılarını dile getirdiler. | Open Subtitles | إنه فقط عدد مرضاى الذين أعربوا عن قلقهم حول المجىء إلى المستشفى وهناك قاتل مقيم |
Sadece ticaret oranı ve yükselen gümüş vergileri konusundaki kaygılarını dile getiriyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يعربون ببساطة عن قلقهم بشأن معدل التجارة وكذلك الضرائب المتزايدة على القصة. |
kaygılarını ve sıkıntılarını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أتفهم قلقهم وإحباطهم |