Kendi kendine su kaynatan tek adam odur herhalde. | Open Subtitles | كان الوحيد الذي بوسعه منعها من أن تسخن بشدّة. |
İnsanın kanını kaynatan şeyler. | Open Subtitles | أمور تسخن لها الدماء وتزداد في حمرتها |
Kardeşi Şimşek, dünyayı kavuran ve denizi kaynatan beyaz, parlak bir ateş savurdu. | Open Subtitles | أخوه، البرق، كان يستخدم ببراعة رمحاً مشتعلاً بنار بيضاء، التي حرقت الأرض، وجعلت البحار تغلي |
Ama bakalım kürsünün üzerinde duran ve ciğerinin tüm gücünü kullanarak çıkardığı sesiyle kanınızı kaynatan size hayatınız boyunca savaş verdiğiniz değerlere tümüyle karşı çıkan biri, acaba konusunda ne kadar bilgili? | Open Subtitles | دعونا نرى رجل موثوق به، بإمكان كلامته أن تغلي دمك... والذي يقف أمام الجميع ويدعو بأعلى صوته... أن أياً منكم لرغب قضاء حياته طلباً للحرية. |