Yanıldıklarında, az zarar ederken, haklı olduklarında çok kazanıyorlardı. | Open Subtitles | لذلك عندما يكونوا مخطئين تكون الخسارة صغيرة لكن عندما يربحون يكون الربح ضخم |
Savaşı kazanıyorlardı. ve bu böyle gitseydi | Open Subtitles | انهم كانوا يربحون الحرب وإذا إستمر هذا الإتجاه... |
Sayemizde para kazanıyorlardı. | Open Subtitles | كلهم كانوا يربحون معنا |
Kadınlar 5 günlük en doğurgan oldukları süre zarfında saatte ortalama 70 dolar kazanıyorlardı. | Open Subtitles | وهو أنه خلال الأيام الخمسة التي يكون الفتيات خلالها في ذروة خصوبتهن.. كنّ يكسبن بالمتوسط حوالي سبعين دولار في الساعة. |
Ayın geriye kalan günlerinde saatte 45 dolar kazanıyorlardı. | Open Subtitles | وفي باقي الشهر يكسبن حوالي 45دولارفيالساعة. |
İtalyanlar, New York ve Chicago'da kazanıyorlardı... ama Jericho'da işleri iyi değildi. | Open Subtitles | الإيطاليون كانوا يربحون فينيويوركوشيكاغو... لكنّهم لم يكونوا جيدين في "جريكو". |
Ve kazanıyorlardı da! | Open Subtitles | كانوا يربحون الحرب |
Ve pazar araştırması yapmaya başladılar ve manyok, muz cipsleri, sorgum ekmekleri gibi fikirlerle çıkageldiler, ve siz bilmiyorken, Kigali piyasasını köşeye sıkıştırmıştık, ve kadınlar ülke ortalamasının ¾'ü kadarını kazanıyorlardı. | TED | وقد بدأوا في الإستماع لعالم التجارة، وقد عادوا بأفكار لرقائق الكسافا ورقائق الموز وخبز الذرة ، وقبل أن تعرفوها، قمنا بالهيمنة على سوق كيغالي، وكانت النسوة يكسبن ثلاثة إلى أربعة أضعاف متوسط الدخل في الدولة. |