Kusmaya ve altını doldurmaya meyilli kel bir küçük adam. | Open Subtitles | رجل صغير أصلع يعاني من القيء وحساسية من ارتداء الحفاضات |
Sonra kapı açıldı sonra elli yaşında kel bir adam geldi. | Open Subtitles | وفٌتح الباب, ووقف أمامنا رجلٌ في الخمسين من عمره برأسٍ أصلع. |
Kısa boylu, bodur, kafası az çalışan, kel bir adamın giyeceği tarzdan bir şey gibi. | Open Subtitles | تبدو كشيء قد يرتديه رجل قصير، ممتلئ، بطيء الفهم، أصلع. |
50 yaşında ve kel bir şekilde eve gelmesini mi? | Open Subtitles | تجعلينَ هذا الرجل الذي عمرهُ خمسونَ سنة وأصلع يأتي لمنزلكم؟ |
Bunlar sadece ürkütücü bir şekilde hayatımın hikayesi kısa, tıknaz, kafası az çalışan kel bir adam olarak. | Open Subtitles | فهي ببساطة وللأسف قصة حياتي كرجل قصير، ممتلئ، بطيء الفهم، وأصلع. |
Kilolu ve kel bir şey olursun sanmıştım, hem ateşlisin hem de saçlar fırça gibi. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن تكون سمين وأصلع. لكن لا ، أنت الأن مثير و شرس |
Örnek öğrenci değildim ama elit bir özel okulda 14 yaşındaki kel bir çocuğu düşün. | Open Subtitles | لم أكن طالباً مثالياً لكن تخيل كونك طالب أصلع عمره 14 عاماً في مدرسة للصفوة |
Hedef, 150 kiloluk kel bir adam olsa, yine bu kadar heyecanlanır mıydın? | Open Subtitles | هل تكون متحمسا إذا كان مارك شاب أصلع ب300 باوند؟ |
Yardım etmek isterdim, ama benim kel bir hastam yok. | Open Subtitles | أوّد المساعدة، لكن لا يوجد لدي مريضٍ أصلع |
İyi haber şu ki, biz altı bezli kel bir herif hakkında sıkıcı ağlak bir film yapmıyoruz. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة إننا لا نقوم بفيلم ممل مثل فيلم الطفل الباكي أو شخص أصلع في حفاظة |
Bilir misin, efsaneye göre MÖ 446'da bir akbaba, kel bir adamın kafasını av sanıp üstüne taş atmış. | Open Subtitles | هل تعلم أنه هناك أسطوره أنه فى عام 456 قبل الميلاد أخطأ نسر بين رأس رجل أصلع وفريسته وقام باسقاط حجر عليه؟ |
geçen gün burada kel bir adam vardı, onu çağırsanız? | Open Subtitles | لقد لاحظت في ذلك اليوم إن كان هناك رجل أصلع هنا ؟ |
İçimde tuhaf bir his vardı sen başkanın masasına kel bir kartal gibi süzülürken... | Open Subtitles | قبل أن تبحر عبر مكتب المحافظ مثل نسر أصلع |
Rüyasında, koyu renkli takım giyen kel bir adamın onu bana getirdiğini görmüş. | Open Subtitles | راوده حلم عن رجل أصلع في بذلة سوداء أخذه لزيارتي |
Başındaki şeyi yerinden söküp nasıl kel bir sahtekar olduğunu cümle aleme göstereceğim. | Open Subtitles | ،سوق أقوم بإنتزاع هذا الشيء من رأسك و أرى الجميع كم أنت شخص .أصلع الرأس مُزيف |
kel bir böcek doktoru. | Open Subtitles | دكتور بق وأصلع. |