Ama sen de daha fazla ip çalıp buradaki kelimeyi tamamlamalısın. | Open Subtitles | حسنًا لكن عليكِ أن تسرقي خيوط أكثر و أن تنهي الكلمة |
O kelimeyi günde en az on kez babamdan duyuyordum. | Open Subtitles | سمعت تلك الكلمة من أبي عشر مرات يومياً على الاقل |
Kahvemi ve soya sütümü içmeden o kelimeyi söylemek zorunda misin? | Open Subtitles | هل عليك استخدام هذه الكلمة قبل شربي القهوة مع حليب الصويا؟ |
O kelimeyi söylesem ve sen de orada olabilsen ne kadar hoş olurdu. | Open Subtitles | سيكون رائعاً لو كان بإمكاني نطق الكلمة ويكون بإمكانكِ الإنتقال فوراً إلى هناك |
Birkaç kelimeyi yanlış yazdım. Bu sefer sen yapmışsın gibi görünecek. | Open Subtitles | لقد قمت بأخطاء إملائية لبعض الكلمات لتبدو هذه المرة كأنها لك |
Bu kelimeyi kullanırken, tam olarak ne anlama geldiğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | عند استخدامك لتلك الكلمة ما الذي تعتقد انها تعنيه بالضبط؟ |
"E" ile başlayan kelimeyi kullanmadım. Sadece "çok yakın" olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لم أقم باستخدام تلك الكلمة بل قلت بأنّكم مقرّبين بشكلٍ غريب |
Biliyorum bazı insanlar bu kelimeyi çok sevdikleri kişileri tarif etmek için kullanıyor. | Open Subtitles | أعرف أن بعض الناس يستخدمون هذه الكلمة كثيرا ليصفوا لماذا يحبون شخصا آخر. |
Peki, bilirsiniz yeni bir kelimeyi öğrendiğinizde ve sonra o kelimeyi her yerde görmeye başlarsınız? | TED | الآن، كما تعلمون عندما تتعلم كلمة جديدة، ثم تبدأ في رؤية تلك الكلمة في كل مكان؟ |
Buraya yerleştirdiğimiz tüm veriler şu fikre dayalı: Oğlum her bir yeni kelimeyi öğrendiğinde, zamanda geriye gidip duyduğu konuşmalar içinde o kelimeyi arıyoruz. | TED | و كل البيانات، نظمت تبعا للبيانات التالية: كل مرة كان يتعلم كلمة، كنا نسترجع كل العبارات التي كان قد سمعها التي تضمنت هذه الكلمة |
Çünkü, resmi düşünün, kelimeyi değil , resmi. | TED | لانه ان تخيلت الصورة لا الكلمة .. الصورة |
Bu kelimeyi bir çoğunuzun duyduğuna eminim. | TED | وأنا متأكد أم معظمكم قد سمع بهذه الكلمة. |
Bir kelimeyi söylediğinizde, bu kelimenin doğru algılanmasına dikkat edersiniz. | TED | عندما تقول كلمة، ما يهمك هو أن تلك الكلمة تم فهمها بشكل صحيح. |
yeni kelimenin ne olduğu konusunda hem fikir olursa, bir kelimeyi daha doğru bir şekilde dijitalleştirmiş oluyoruz. Yani sistem bu şekilde işliyor. | TED | واتفقوا جميعاً فى كتابة الكلمة الجديدة، نحصل على كلمة جديدة تمت رقمنتها بدقة. وهكذا يعمل النظام. |
Ve bu kelimeyi duymamızla birlikte, bu ilişkilendirmeleri ve çağrışımları kelimeye yapıştırıyoruz. Bu çağrışımlar kelimeyi sonradan hatırlamamızı kolaylaştırıyor. | TED | وعندما نسمع هذه الكلمة نبدأ بتثبيتها بالصنارات المرتبطة هذه والتي تجعل صيدها للخارج أسهل في وقت لاحق |
kelimeyi gösteriyorlar, fakat gerçek içeriği göstermiyorlar. | TED | إنهم يظهرون الكلمة , لكنهم لا يظهرون أي شرح لها : |
200'e bakın. Çift tıklıyorum. Tam istediğim kelimeyi seçiyorum. | TED | شاهد 200. انقر نقراً مزدوجاً . فإنه يحدد بدقة تلك الكلمة فقط. |
B.O.B. ona söylediği her bi kelimeyi kullandığında, bu bölgenin rengi yeşil olacak. | Open Subtitles | كل مرة يكرر فيها بوب أحدى الكلمات التي قالها فسيضئ ذلك القسم بالأخضر |
Adam ağlamaya ve yalvarmaya başladı... ve kadın dört harfli bir kelimeyi... defalarca tekrarlayıp kapıyı vurdu çıktı. | Open Subtitles | يبكى ويطلب منها السماح. فاتقول كلمه فاحشه ما وتخرج هائجه. |
Sanki her bir kelimeyi yaşıyor sonra da çılgın notalara dönüştürüyorsun... | Open Subtitles | فهو كأنك تعيش كل كلمة فيه ثم تعزف نغمة موسيقية مجنونة |
Bu kelimeyi en son lisedeki biyoloji sınıfında duymuştum. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي مسموعُ تلك الكلمةِ منذ صنفِ عِلْمِ أحياء في المدرسة العليا. |
Hollandalılar genelde söze başlarken hep aynı iki kelimeyi kullanırlar | TED | والهولنديون، عندما يضعونها عادةً، فانها دائماً تبدأ بنفس الكلمتين. |
- Sonra kullanılmayan her şey için bu kelimeyi kullanmışlar. | Open Subtitles | في النهاية، أصبح المصطلح يشمل أي شي منبوذ. |
Açıkça bu kelimeyi kullanıyorum, ama doktor insanlara yardım eden kişi değil midir? | Open Subtitles | أنا أستعمل هذا اللفظ كثيراً ولكن أليس طبيباً كل من يساعد الآخرين ؟ |
Konserdeki gafın o kadar üzücüydü ki bir üniversite profesörünü arayıp uygun kelimeyi sordum. | Open Subtitles | زلتك في الحفل كانت مزعجة جداً اضطررت للاتصال بــ بروفيسور ليخبرني ماهي العبارة التي تستخدم لوصف ذلك |
Sihirli kelimeyi bilmeden tetiği etkisiz hale getiremiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ تَعطيل الزنادِ إذا أنا لا أَعْرفُ الكلمةَ السحريةَ |
Burada tıkladığım bağlantı "sempatik sihir"di; daha çok iki kelimeyi ayrı ayrı anladığım | TED | الرابط الذي ضغطته هنا "السحر العاطفي" ، غالباً لأنني أفهم ماتعنيه هاتان الكلمتان |
Bana bir kelime verin, o kelimeyi alıp... içinde o kelimenin yer aldığı bir şiir yazayım. | Open Subtitles | نعم ، ستخبروني بالكلمة وسأكتب لكم قصيدة تحوي هذه الكلمة |
Görüntülerde 13 yaşında ve güçlükle iki kelimeyi bir araya getirebiliyor. | Open Subtitles | هي بعمر 13 سنة هنا ويمكن أن توتّر كلمتان بالكاد سوية. |
Bir işadamının en sevdiği iki kelimeyi yaratıyor: mallarımız tükendi. | TED | وهي تقدم كلمتين محبوبتين لأي مشتغل بالأعمال: قد تم بيعه |
İnsanlar papazlara her dert yanmaya gittiğinde, ...papazlar hep şu üç kelimeyi söylerdi. | Open Subtitles | وقتما يذكرون له أن قسيسًا وقع في مشكلة كان يردد ذات الخمس كلمات |