Ama Lazarus olarak bilinen Keller'ın hala hayatta olması mümkün. | Open Subtitles | و تبخر,ولكن هناك احتمال قوى ان كيلر,لازارس على قيد الحياه |
Chris Keller'ın turne otobüsündeki herhangi bir gece işte. | Open Subtitles | فقط كاليالي الأخرى من ليالي حافلة جولات كريس كيلر |
Dr.Keller'ın ekibi çok sıkı çalışıyor. | Open Subtitles | حسنا الدكتورة كيلر وفريقها ليدهم عمل شاق |
Dan Keller'ın sevgilisi, kendisinin açıkça kadınların peşinden koştuğunu söyledi. | Open Subtitles | صديقة دان كيلر وصفته بأنه مثار جنسيا أكثر من اللازم و عدائي تجاه النساء |
Keller'ın Ruslara borcu olduğunu anlatmıştım, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر كيف قلت لك أن كيلر سيدفع ثمنا للروسيين |
Ama onun Chris Keller'ın kız arakadaşı olduğunu biliyor olmalısın, değil mi? | Open Subtitles | لكنك لم تكن تعلم بأنه خليلة "كريس كيلر" , أهذا صحيح ؟ |
Ama eğer hayattaysa biliyorsun Keller'ın hareketleri tahmin edilemez ve Jane onu öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | ولكم.. ولكن لو بقى على قيد الحياه انت تعلم كيلر غير متوقع و جاين حاول ان يقتله |
Thomas Keller'ın, Guy Fieri'nin tako burgeri için sos hazırlaması gibi bir şey olur bu. | Open Subtitles | هذه الحالة ستكون كأن توماس كيلر يصنع صلصة الحمار لمطعم تاكو برجرز الخاص بغاي فيري |
Elinizde nasıl bir kanıt olduğunu düşünüyorsunuz, bilmiyorum ama bu illegal yollardan ele geçirildi, ve bu da Bay Keller'ın söylediği her şeyi geçersiz yapar. | Open Subtitles | اي دليل تعتقد انه لديك تم الحصول عليه بطريقة غير شرعية يجعل اي شئ قد قاله السيد كيلر مرفوض |
Bende Keller'ın mazeretini doğrulamakta sıkıntı çektiğini söyleyecektim. | Open Subtitles | ظننت انك كنت على وشك أن تقول لها كيف انك لا تزال تعاني للتحقق من حجة غياب كيلر |
Keller'ın çevresinden birkaç kişiyi tanıyorum. | Open Subtitles | اتعلم , اني اعرف بعض الاشخاص من دائرة معارف كيلر |
Keller'ın Scott'ı eve kadar takip etmemesi buna karşımadığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأن كيلر لم يتبع سكوت الى منزله لا يعني انه لم يشارك بطريقة أو بأخرى |
Espo, Keller'ın ofisindeki güvenlik kemaralarına bakmayı başarabildin. | Open Subtitles | اتعلم ايسبو, انت تمكنت من الحصول على لقطات كاميرات الأمن في مكتب كيلر |
Evet efendim, görünüşe göre Bay Keller'ın suç oluşturacak bütün aktiviteler için ona gitmiş. | Open Subtitles | نعم يا سيدي . يبدو وكأنها كانت الشخص الوسيط للسيد كيلر لكل انواع الانشطة الاجرامية |
Bay Keller'ın saatlik ücreti neden kendi ofisini karşılamaya yetmiyormuş ki? | Open Subtitles | أجر السيّد كيلر في الساعة، لا يُمكننا تحمل مساحة مكتبه؟ |
Weatherby's, Keller'ın şişesini bu sabah kabul etti. | Open Subtitles | الويذربيس تلقت زجاجة كيلر هذا الصباح |
Keller'ın şişesinde varsa sahte demektir. | Open Subtitles | إذا كان ذلك في زجاجة كيلر فهي مزيفة |
Görünüşe göre Ruslar ciddi ciddi Keller'ın peşindeymiş. | Open Subtitles | واتضح بالفعل أن الروسيين يلاحقون كيلر |
Hindiyi ve Laurie Keller'ın dokuzuncu ve sonuncu kıyafetini huzurlarınıza sunuyorum. | Open Subtitles | أقدّمُ لكم الديكَ الروميّ و زيّ (لوري كيلر) التاسع و النهائي. |
Annemin dergisinde Chris Keller'ın istediği kızı elde edebileceği yazıyordu. | Open Subtitles | مجلة والدتي تقول بأن "كريس كيلر" بأمكانه الحصول على أية فتاة يريد |