Bundan 65 milyon yıl sonra, kemiklerimizi, bir müzede toz tutarken görmek zorunda kalmayacağız. | TED | بعد ٦٥ مليون عاماً من اليوم، ليس على عظامنا أن تعرض في متحف يعلوها الغبار. |
Bu gidişle, bizi sadece kitaplarda okuyacaklar ve kemiklerimizi de müzelerde sergileyecekler. | Open Subtitles | ومهما كانت مخاطره التى سنواجهها فسوف يقرأون عنا فى الكتب الدراسيه وسيعرضوا عظامنا فى متاحف الأثار |
Ama kızılötesi sesler çok alçak bir frekanstır insanlar duyamaz ama hissedebilirler kemiklerimizi gıcırdatır,bizi hasta eder | Open Subtitles | ولكن البشر يحسون بها إنها تجلجل في عظامنا وتجعلنا نمرض |
Varolan asidi nötralize etmek için kalsiyum salınması kemiklerimizi zayıf düşürüyor. | Open Subtitles | أَيْ، الكالسيوم في عظامنا. فحالما يتم استخلاص الكالسيوم لإزالة فائض الحمض، تُصاب عظامنا بالضعف. |
Biz kemikleri kırmayı bıraktığımız an bizim kemiklerimizi kırarlar. | Open Subtitles | ،حالما نتوقف عن تهشيم العظام فإنّ عظامنا ستتهشم |
Sıfır yerçekiminin olayı; kemiklerimizi ve kaslarımızı zayıflatması. | Open Subtitles | أنه يجعل من عظامنا و عضلاتنا ضعيفة لذلك نقضي أكبر وقت ممكن |
Burada öleceğiz, insanlar da bir gün kemiklerimizi bulacak, ben de senden nefret edeceğim! | Open Subtitles | و سـنموت هنا -و سـيجدوا عظامنا هنا يوما ما ، أكرهك -أتعرفى؟ |
Fırında eriyinceye kadar kemiklerimizi kaynatırdı. | Open Subtitles | كان ليذيب عظامنا مع الفولاذ في الفرن |
kemiklerimizi ayıracağını söyledi. | Open Subtitles | يقول أنه سوف ينظف عظامنا |
kemiklerimizi buradan ayrılacağız, Binbaşı. | Open Subtitles | نحن نترك عظامنا هنا، كبرى. |
O bizim kemiklerimizi kırdı! - Evet! | Open Subtitles | كسر عظامنا ايضا - اجل - |
kemiklerimizi içecek! | Open Subtitles | سيشرب عظامنا |