Yarından itibaren, babanız başka bir evde yaşayacak, kendi evinde. | Open Subtitles | ابتداءا من الغد سيعيش والدكم في منزل آخر في منزله |
Ayrıca da yarıp bıraktığı hastasını... kendi evinde iyileştirmesini söyleyin. | Open Subtitles | قل له أيضاً إن مريضه الهالك قد ترك المكان كي يتعافى في منزله الخاص |
kendi evinde yalnız kalamıyorsun. | Open Subtitles | ترغب في أن تكون لوحدك، لا يمكنك حتى أن تكون لوحدك في منزلك |
kendi evinde Kardinal O'Fallon tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | قتل في بيته الخاص من قبل الكاردينال أوفالون، |
Hanımefendi kendi evinde pişen yemeklerden şüpheleniyorsa acaba biz de birer taş mı edinsek? | Open Subtitles | "إذا السيدة قلقة من الطعام في بيتها" "ربما يجدر بنا جميعاً وضع حجر؟" |
Kalça protezi ameliyatı yüzünden kendi evinde zor hareket ediyor. | Open Subtitles | بسبب استبدالنا استبدال ورك بالكاد تستطيع ان تتحرك في منزلها |
kendi evinde karın zalimce öldürülürse böyle olur. | Open Subtitles | هذا مايحدث عندما تقتل زوجتكَ بوحشيّة بمنزلك. |
Bir insan kendi evinde ne yapmak istiyorsa yapabilmelidir. | Open Subtitles | على المرء ان يستطيع فعل ما يريد في منزله |
Birine kendi evinde başkasını öldürttemezsiniz. | Open Subtitles | لا تجعل رجلاً يقتل أحد ما في منزله الخاصّ. |
kendi evinde çanta taşımak tuhaf bir şey. | Open Subtitles | من غير المعقول ان يحمل احد حقيبة الكتف في منزله. |
kendi evinde çanta takman saçma bir şey. | Open Subtitles | من غير المعقول ان يحمل احد حقيبة الكتف في منزله. |
kendi evinde kuralları sen koyarsın. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ في منزلك,انتِ هي اللتي تضع القواعد ـ شكرا لك |
ama kendi evinde kendini bulamıyorsun | Open Subtitles | إنك لا تستطيع أن تجد حتى نفسك في منزلك الخاص |
Jai'nin Sushant'ı kendi evinde dövdüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لكن مازلت لا استطيع ان اصدق جاي ضرب سوشانت في بيته |
(Alkış) Ve şunu da söylemek istiyorum, lisansı aldıktan sonra, bugün Kantabai kendi evine sahip ve kendi evinde ailesi ile birlikte kalıyor. | TED | (تصفيق) وأريد القول بأنه بعد حصولنا على الرخصة، أصبح لدى كانتباي منزلها الخاص، وهي تعيش اليوم مع عائلتها في بيتها الخاص لنفسها وعائلتها. |
Eğer sağlam ve güçlü kalabilseydiniz, o da evinde kendi evinde, yaşıyor olacaktı. | Open Subtitles | اذا كنتم بقيتم مستقرين و اقوياء لكانت حية في منزلها وانتم ايضا لكن |
kendi evinde karın zalimce öldürülürse böyle olur. | Open Subtitles | هذا مايحدث عندما تقتل زوجتكَ بوحشيّة بمنزلك. |
Evet ama kendi evinde bulunan azıcık kan hiçbir şeyi ispatlamaya yetmiyor. | Open Subtitles | نعم,المشكلة هي أن كمية الدم الصغيرة التي وجدتها في منزلهم ليست كافية لإثبات أي شيء,أتفهم؟ |
Bak Vic, kendi evinde istediğini yapabilirsin. | Open Subtitles | حسنا ، فيغ ، مهما كان ماتريد فعله من خصوصية ، فافعله في بيتك |
Hatta kendi evinde bile olmaz. Bunu başarabilirsin. - Bİ! | Open Subtitles | ولا حتى في المنزل الخاص بك يمكنك ان تفعل ذلك |
Bir adama kendi evinde daha saygılı davranılmalı. | Open Subtitles | يجب ان يعامل الرجل بأحترام اكثر داخل منزله |
Ne cesaretle beni yargılayıp Fro'tak'ı kendi evinde küçük düşürürsün yaptıklarından sonra? | Open Subtitles | كيف مكنك الحكم على واحتقار فروتاك فى منزله بعدما فعلته انت |
Onu kendi evinde mağlup ediyoruz. | Open Subtitles | اللؤلؤة لَهُ ه في بيتِه الخاصِ. |
Dr. Falli kendi evinde öldürülmüş. | Open Subtitles | (فالي) أغتيل عند مدخل منزله |