Diğer arabalar üzerinde, kendilerinin bile anlamadığı bir etki bırakıyorum. | Open Subtitles | أخلق المشاعر لدى الأخرين تلك التى هم أنفسهم لا يفهمونها |
kendilerinin yaşayan tarihin içinde potansiyel birer oyuncu olduklarını görmelerini sağlarız. | TED | ونساعدهم في رؤية أنفسهم كلاعبين محتملين ضمن تاريخ حي |
Herkes, diğerlerinin sevdiğini söylediği, sonra kendilerinin de okuyup sevdiği bu senaryoların listesini paylaşıyordu. | TED | الجميع كان يشارك هذه القائمة من النصوص التي قال الجميع أنها تحب يقرأهم ثم يحبهم أنفسهم |
Kanunen kendilerinin olmayan bir mülke yerleşme konusunda içleri rahatsa ne güzel! | Open Subtitles | اذا كانوا مرتاحين لفكرة امتلاك عقار ليس ملكهم شرعيا |
Denizde geçen 2 aydan uzun bir sürenin sonunda kendilerinin de tahmin ettikleri gibi yemekleri tükendi, ve hala karadan çok uzaktalardı. | TED | بعد أكثر من شهرين في البحر، نفد الرجال من الغذاء كما أنهم يعرفون أنهم قد، وأنها كانت لا تزال بعيدة عن الأرض. |
İnsanları çekecek ve kendilerinin de öngörülü hayırseverler olmalarını sağlayacak daha fazla yola ihtiyacımız var. | TED | إننا بحاجة لطرق أخرى لجعل الناس ينخرطون ويصبحون فاعلي خير بأنفسهم. |
Şu anda, Birleşik Devletler'de bir takım insanlar, düşünüp taşınıp, kendilerinin "gazeteci" mi yoksa "blogger" mı olduğunu | TED | هناك أناس في أمريكا الآن يربطون أنفسهم في عقد ، يحاولون معرفة سواء كان المدونون صحفيون أم لا. |
Bu projeler kendi içlerinden kendilerinin çıkarılmasını sağlıyor. | TED | عمل مشاريع مثل هذا تخرجهم من دائرة أنفسهم. |
Diğer arabalar üzerinde, kendilerinin bile anlamadığı bir etki bırakıyorum ve vs., vs., vs. | Open Subtitles | حسناً , لقد خلقت بعض المشاعر عند الآخرين هم أنفسهم لا يستوعبونها |
Evet, psikiyatristler sürekli, muhtemelen kendilerinin uymayacakları tavsiyelerde bulunurlar. | Open Subtitles | دائماً ما يقدمون النصائح التي ربما لا يتبعونها أنفسهم كيف حالك؟ |
Ama Amerika'daki zencilerin, kendilerinin bile anlayamadığı kendilerine has bir dilleri var | Open Subtitles | لكن السودَ في أمريكا لهم لغتهم الخاصةُ، هم أنفسهم لا يفهمونها |
kendilerinin bir değerleri olduğunu unutuyorlar ve kendilerini sadece mal olarak görmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | يبدائون بتجاهل قيمتهم .. ثم يبدائون برؤية أنفسهم كملكية خاصة |
Bazen Allah şahidim olsun ki insanlar kendilerinin en büyük düşmanı oluyor. | Open Subtitles | أحياناً ، أقسم بالرب، إن الناس هم أعداء أنفسهم. |
İyi insanların sorunları da kendilerinin iyi insanlar olduklarını düşünmeleridir. | Open Subtitles | مشكلة الأشخاص الطيبين أنهم يعتبرون أنفسهم طيبين |
Hacker'lar kendilerinin sanatçı olduğunu düşünmeye eğilimlidirler. | Open Subtitles | قراصنة نميل إلى الاعتقاد في أنفسهم كفنانين |
Onurlu bir biçimde ölebilmek için, başka birinin yardımına ihtiyaç duyuyorsanız, o zaman devlet insanların özgürlüğüne müdahale eder ve onlara, yaşadıkları hayatın kendilerine ait olmadığını, bu yüzden de yaşamları hakkındaki kararları kendilerinin veremeyeceğini söyler. | Open Subtitles | للموت بكرامة, عندها تتدخل الدولة بحرية الأفراد لتخبرهم أن حياتهم ليست ملكهم و لا يمكنهم أن يقرروا مصيرها |
Tek doğru yolu inkar etmeleri kendilerinin olmayan bir dünyada oynamaları çok yakında sona erecek. | Open Subtitles | , نكران طريق واحد حقيقي , يحدث بعالم ليس ملكهم . سينتهى قريباً جداً |
Burasını kendilerinin sanan yerel kabileler olduğunu duydum. | Open Subtitles | لـقد سمعتُ أن الـقبيلة الأصلية هـنا يـعتقدون ان الأرض ملكهم. |
Çoktan başladılar bile. Bu ise kendi kararlarını kendilerinin verebildiği, göreve dayalı bir yöntem. | TED | أنهم بدأوا ذلك فعلا، وهذا أسلوب معتمد على المهام، حيث أنها تتمتع بتحكم ذاتي لعمل جميع القرارات بأنفسهم. |
Yalnızca kendilerinin değil komşularının kakalarını da vücutlarına alıyorlardı. | TED | ليس ذلك فحسب بل تنبهوا إلى أنهم كان يبتلعون قاذورات جيرانهم. |
Onları müziğe alıştırmak, kendilerinin şekillendirmesini sağlamak, değiştirmek ve kendi müziklerini tecrübe edebilmeleri için çok iyi bir fırsat. | TED | ليضعوا أيديهم على الموسيقى وتشكيلها بأنفسهم وتغييرها ليعيشوا التجربة معها، ليصنعوا موسيقاهم الخاصة |
Size bu işi kendilerinin yaptığını söylediler, Bay Dixon. | Open Subtitles | لقد اعترف الجناة الحقيقيون بفعلتهم لك يا سيد "ديكسون" |