Böyle şeylerde bahsederken biraz daha kendine güvenerek konuşmalısın. | Open Subtitles | عندما تتحدّثين عن هذه المادة تكلّمي بثقة أكثر قليلا |
kendine güvenerek söylediğin sürece ne dediğinin çok önemi yok. | Open Subtitles | لا يهمّ كثيرا ما تقول طالما أنّك تتحدث بثقة |
Szilard kendine güvenerek konuşuyordu. Çünkü Einstein'ın bilmediği bir şeyi biliyordu. | Open Subtitles | كان يتحدّث "زيلارد" بثقة لأنه علم شيئاً لم يعرفه "آينشتاين". |
Yani diyorsun ki kendine güvenerek... | Open Subtitles | أذاً أنت تقول فقط عن طريق التصرف بثقة |
kendine güvenerek ateş et. Omuzlarını kasma. Tony. | Open Subtitles | التسديد بثقة وأرحي كتفيكي |
Panter gibi yürü, kendine güvenerek. | Open Subtitles | تحرك كالنمر تحرك بثقة |
kendine güvenerek sunacağından eminim. | Open Subtitles | -وأريدك أن تقدّمها بثقة عارمة . |