| Kendini şanslı say, bir ölümsüzün ısırdığı çoğu insan bir saatte ölür. | Open Subtitles | اعتبر نفسك محظوظاً أغلب البشر ماتو خلال ساعة بعد عضهم من الخالدين |
| Evini temizle Joseph, Be Kendini şanslı hisset. | Open Subtitles | نظف منزلك ، جوزيف مع الوقت ، ستعد نفسك محظوظاً |
| Kelly Rajiv' le olmadığı için Kendini şanslı say, ama sen oldun. | Open Subtitles | اعتبرى نفسك محظوظة لأنك حصلت على راجيف وليس كيلى |
| Eğer bugün sana olan en kötü şey buysa, Kendini şanslı say. | Open Subtitles | لو كان هذا اسوء ما حصل لك اليوم ، فاعتبر نفسك محظوظ |
| Babam sana bir şeyler bıraktığı için Kendini şanslı saymalısın. | Open Subtitles | يتعين عليك ان تعتبر نفسك محظوظا لأن ابى ترك لك اى شئ على الأطلاق |
| - Kendini şanslı mı hissediyorsun Pank? | Open Subtitles | هل تشعر أنك محظوظ أيها المجرم ؟ اقتلنى أيها الوغد |
| Çok bitkin bir durumda olduğum için Kendini şanslı say. | Open Subtitles | اعتبري نفسكِ محظوظة لأنّي في غاية الإرهاق |
| Kızında da aynı gen vardır. Kendini şanslı say. | Open Subtitles | ربما أنه أورث إبنته جيناته السيئة إعتبر نفسك محظوظاً |
| Kendini şanslı say. Sigaranın parasını ben ödemiştim. | Open Subtitles | إعتبر نفسك محظوظاً فأنا مجبر على شراء تلك الأشياء |
| Kendini şanslı saymalısın kazancın da yanına kar. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعتقد نفسك محظوظاً لانك حصلت على مرداك. |
| Kıçına da sokabilirdi. Kendini şanslı say. | Open Subtitles | و إعتبر نفسك محظوظاً لأنه لم يخبأها في مؤخرتك |
| Sense önümde diz çökeceksin ve ayağımın altındaki çimleri biçebildiğin için Kendini şanslı sayacaksın. | Open Subtitles | وأنتَ ستنحني وتعتبر نفسك محظوظاً لاقتلاع الأعشاب عند قدمي |
| Hayatta olduğun için Kendini şanslı mı sayıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتبري نفسك محظوظة لبقائك على قيد الحياة؟ |
| Hayatta olduğun için Kendini şanslı mı sayıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتبري نفسك محظوظة لبقائك على قيد الحياة؟ |
| Bunlardan birisini olduğun için Kendini şanslı say. | Open Subtitles | إعتبري نفسك محظوظة للحصول على واحدة من هذه |
| Kendini şanslı say. Kaybettiğin tek şey pantolonun. | Open Subtitles | إحسب نفسك محظوظ الشيء الوحيد الذي فقدت كانت ملابسك الداخلية. |
| Kendini şanslı saymalısın. | Open Subtitles | اعتبر نفسك محظوظ. لا أرى خاتم الزواج على إصبعك. |
| - Beni öldürmeyin... - Kendini şanslı say Del. | Open Subtitles | ... لاتفتلوني اعتبر نفسك محظوظ ياديل |
| Halkın gözünün önünde, yanımda olduğun için, Kendini şanslı saymalısın. | Open Subtitles | لا بد أن تعد نفسك محظوظا أنك كنت هنا اليوم أصلا، بعد ما عرضته على العامة |
| Ailemizi rahminde taşımak zorunda olmadığın için Kendini şanslı hisset. | Open Subtitles | أشعر أنك محظوظ لعدم اضطرارك لحمل عائلتنا في رحمك |
| Senin bütün paranı alsam ve gitmene izin verdiğimiz için de Kendini şanslı saysan? | Open Subtitles | ماذا لو أخذت جميع أموالكِ ؟ وأعتبري نفسكِ محظوظة لأننا تركناكِ تخرجين من هنا ؟ |
| Kendini şanslı say evlat. | Open Subtitles | اعتبر نفسكَ محظوظاً أيها الفتى |
| Eğer bunun peşini bırakmazsan çıkman gereken günde çıkabilirsen Kendini şanslı say. | Open Subtitles | وإن لم تترك الأمر فستكون محظوظاً إن أفرجوا عنك قبل يوم خروجك |
| Kendini şanslı saymalısın. Çocukları evlerine gönder. | Open Subtitles | إنك من المحظوظين أرسل الأطفال للبيت |