Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. | Open Subtitles | حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان |
Sadece kendini açıklamak isteyecekti. kendisinin de aslında insan olduğunu ispat etmek istiyordu. | Open Subtitles | أراد أن يفسّر نفسه أراد أن يثبتَ لشخصٍ ما أنّه ما زال إنساناً |
Ne kadar güzel bir rutin, sizinle kendisinin ilgilenmesi için ısrar etmesi. | Open Subtitles | يالها من عادة جميلة، الطريقة التي يصر بها على الاهتمام بكِ بنفسه. |
kendisinin de uyuşturucu işinde olduğunu söylemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعنى أنه متورط فى قضية المخدرات بنفسه |
Ona yardım edemezsin,.. ...işlerini kendisinin yapmasıyla ilgili bir derse ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا تساعدها ، لا بد أن تتعلم درسا عن فعل الأشياء بنفسها |
Yalan söylüyor olabilir, kendisinin bile orada olduğundan nasıl emin olabiliriz ki? | Open Subtitles | قد تكون كاذبة, و من قال بأنّها هي نفسها كانت هناك ؟ |
Bir adamın bunu kendisinin yapabileceğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرف أن الرجل قد يتسبب لنفسه بالقتل لأمر كهذا؟ |
Hiç kimse Bay Zheng'in kendisinin tetiği çektiğini iddia etmedi. | Open Subtitles | لا أحد وضع زعماً بأن السيد أطلق الزناد على نفسه |
İçindeki aletler muhtemelen doktorun kendisinin çok daha faydalı olacaktır. | Open Subtitles | الأدوات بداخلها ستكون مفيدة ربما أكثر فائدة من الطبيب نفسه |
Oğlunun, bu duruma kendisinin sebep olduğunu sana hatırlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | هل أحتاج إلى تذكيرك بأن أبنك هو من وضع نفسه بهذا الموقف؟ |
Bu arada Darwin'in kendisinin tavuz kuşunun kuyruğunun, dişi tavuz kuşunun gözüne güzel gözüktüğü hakkında hiçbir kuşkusu yoktur. | TED | بالمناسبة، داروين نفسه ليس لديه أدنى شك بأن ذيل الطاووس الذكر كان جميلا في عيني الطاووس الأنثى. |
Uzayın kendisinin bir enerjisi olduğuna dayalı. | TED | إنها فكرة أن ذلك الفضاء الفارغ يمتلك في نفسه طاقة. |
Uzaydaki her bir santimetreküp, içinde bir madde barındırsa da, içinde parçacıklar, cisimle, radyasyon ya da neyse olsun olmasın enerji içeriyor, hatta uzayın kendisinin bir enerjisi var. | TED | في كل سنتميتر مكعب من الفضاء، بغض النظر عن وجود شئ، بغض النظر عن وجود جسيمات، مادة،إشعاع ، أو أي شئ آخر، فإنه توجد طاقة ، في الفضاء نفسه. |
Sanırım, neden almak için kendisinin gelmediğini merak ediyorsundur. | Open Subtitles | أعتقد أنك ِ ستتسألين دومآ لماذا لم يأتى هو بنفسه ليتعقبك |
Bunu sana kendisinin söylemesini ayarlamak gerekiyor. | Open Subtitles | ما عليك فعله هو ترتيب الأمر ليخبرك ذلك بنفسه |
Tüm adada takip edilecek ve avlanacak; bizzat kendisinin yaktığı büyük ateşlerden birine düşene kadar. | Open Subtitles | وسوف تكون مطاردته واصطياده في كل انحاء الجزيرة حتى يقع في احدى النيران الكبيرة التي اضرمها بنفسه |
Artık Cane'in kapak resimlerini neden kendisinin yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | الأن أعرف لماذا قام كان بالعمل الفنى بنفسه |
Bazı resimlerin solmaya başladığını görebilirsiniz ve bize bazılarını kendisinin önceden nasıl anlaması gerektiğini farkettiğini gösteriyor. | TED | يمكنكم رؤية أنها بدءت الأن تغذية بعض هذه الصور لتظهر لنا إنها بالفعل بدءت التعرف على كيفية فهم البعض بنفسها |
Yaklaşımım, Regina'ya kendisinin dikkat dağıtıcı olduğunu iletti. | TED | فطريقتي أتت أكلها مع ريجينا عندما كانت هي بنفسها من تشتت وتصرف الإنتباه |
Dr. Barmal çare bulduğunu sanmıştı. Bu yüzden kendisinin üstünde denedi. | Open Subtitles | الدكتوره بارمال ظنت بأنها وجدت علاج لهاذ السبب أختبرته على نفسها |
Çünkü benlik, uymayı sever, kendisinin tekrarlandığını görmeyi, ait olmayı. | TED | لأن الذات ترغب دائما في أن تتواءم، أن ترى نفسها مكررة فيما حولها، أن تنتمي. |
Bu da tam uyuyor o halde, kendini uzun süre önce yokolmuş uygarlıkların harikalarını ve heybetlerini diriltmeye adamış bir adamın kendisinin de bu başarıyla beraber bir ölçüde ölümsüzlük kazanması. | Open Subtitles | إنهاملائمة,لذلكالرجلالذىكرسحياته, الذىكرًسحياتهلإعادةبعثالأساطييروالعجائب.. لحضارة خامدة طويلاً كسبت لنفسه مقياس الخلود |
Bu yüzden, kendisinin bir videosunu çekiyor. Youtube'a gönderiyor ve insanlara bir yorum yazmalarını rica ediyor: "Ben tatlı mıyım yoksa çirkin mi?" | TED | لذلك تصور فيديو لنفسها و تضعه على اليوتيوب و تسأل الناس و تطلب منهم أن يكتبوا تعليق "هل أنا جميلة أم قبيحة ؟" |
Tarih boyunca ilk defa, şu veya bu sanatçıya "dehanın gelmiş olması" yerine, doğrudan kendisinin "dahi" olduğunu duymaya başladık. | TED | ولأول مرة في التاريخ، تبدأ في سماع الناس يشيريون لهذا الفنان أو ذاك بكونه عبقري بدلاً عن أن لديه عبقري. |
Bu broşürü kim hazırlamışsa kendisinin cehennemde güzelce cezalandırılması gerek. | Open Subtitles | كل من وضع هذا الكتيب يجب ان تحصل على معاملة خاصة في الجحيم. |
Sonra, kendisinin de aynı resifte, 10 metrelik suda sıkışıp battığını söyler. | Open Subtitles | الآن، قال أنه إصطدم بالشعب المرجانية وغرق في 30 قدم من الماء. |